En kısa zamanda ilkokuma setlerini dağıtmak zorundayız. Lütfen yardımcı olalım...


1/D Fotoğrafları (Picasa web albüm) GÜNCEL

GÜNCELLENMİŞTİR 30.09.2010

LİNK KALDIRILDI

Yukarıdaki linke yada SİLİNDİ tıklayarak sınıfımızda ki etkinlikleri yada öğrencilerimizin fotoğraflarını takip edebilirsiniz.

Çizgi Çalışmalarından Bıksakta...... :)

Sınıfımızdaki bir çok öğrencimiz ana sınıfına gittiği için kalem tutmaya, okul kültürüne ve sınıf ortamına alışkın. Ana sınıfına gitmeyen öğrencilerimiz ile bazı konularda "ufak tefek" sorunlar yaşıyoruz...

Çizgi çalışmalarından öğrencilermizin bir çoğu çok sıkıldı ama sınıfın bütününü düşünerek 6 Ekime kadar çizgi çalışmalarına devam edeceğiz. Verdiğimiz ödevler dışında da internet üzerinden bulduğunuz "çizgi çalışmaları" etkinliklerini yaptırabilirsiniz.

Öğrencimizin kalemi nasıl tuttugunu, çizgi çalışmaları sırasında satırı nasıl kullandığına dikkat ediniz. Sizin doğru yönlendirmeleriniz bu dönemde çok önemli...

GEREKLİ İHTİYAÇLARIMIZ  KARŞILAYABİLMEK İÇİN SINIF ANNELERİMİZE YARDIMCI OLAN TÜM VELİLERİMİZE TEŞEKKÜR EDERİZ. SU AN İTİBARİ İLE 18 VELİ SINIF ANNELERİNE GEREKLİ DESTEĞİ VERMİŞTİR.


Sınıfın Belirlenen İhtiyaçları


Veli toplantısında velilerimizin oluru ile kararlaştırılan ihtiyaçlarımız için gereken ilgi ve alakayı lütfen gösterelim. Sınıf anneleri ile iletişime mutlaka geçelim. En kısa zamanda eksikliklerimizi tamamlarsak sınıfımız için o kadar iyi olur diye düşünüyorum.

Ziyaretçi Defteri

Ziyaretçi defterine her türlü fikir, görüş ve düşüncelerinizi yazıp bizimle paylaşabilirsiniz. Ziyaretçi defterine sağ taraftaki panelden ulaşabilirsiniz.  Sağ taraftaki panelde  Ziyaretçi Defterini Oku   ve   Ziyaretçi Defterine Yaz    linklerini kullanarak defterimizi okuyabilir ve yazabilirsiniz.

Ziyaretçi defterine yazmak için BURAYA tıkla
Ziyaretçi defterini okumak için BURAYA tıkla

Bulut'tan mesajın var :)

Bulut'un mesajını dinlemek için BURAYA ya da başlığa tıklayın :)

Okulda Neler oluyor ? Çizgi Çalışmaları

27 Eylül 2010

Ailevi nedenlerden dolayı bir günlük izin kullanmak zorunda kaldım. Umarım bir daha böyle bir zaman ve mesai kaybı yaşamayız...

Geçen hafta çizgi çalışmaları yaptık. Bu hafta da çizgi çalışmalrına devam edeceğiz. Zümre öğretmenlerimiz ile yapacağımız görüşmeler ile bir daha ki hafta seslere mi geçeceğiz yoksa çizgi çalışmalarına devam mı edeceğiz bunu kararlaştıracağız. Bu kararı verirken sınıflarımızdaki öğrencilerin seslere geçmeye hazır olup olmadığını göz önünde bulunduracağız.

İlk okuma-yazma çalışmalarında ilk haftalar çocuğun okul hayatı için çok önemlidir. Sınıf genelindeki başarıyı arttırmak ve öğrenciler arasındaki başarı seviyesinde ki farkı minumuma indirmek için  sindire sindire çalışmak önemlidir. Bunu göz önünde bulundurarak diğer okullarda seslerin önce verilemesi ve bizim farklı bir programda sesleri takip etmemiz olumsuz bir şey değildir. Önümüzde koca bir yıl var...Yaklaşık 16 yıllık eğitim hayatlarındaki ilk adımlarında öğrencilerimizin emeklemeyi öğrenmeden koşmalarını sağlamak gibi bir yanlışa düşmeden çalışmalarımızı yapacağız.

Çantada neler olmalı

* 2 kurşun kalem
* 2 kırmızı kalem
* kalemtıraş
* silgi
* çift bölmeli kalme kutusu ( bir tarafına kuru boyalarını koyabilir )
* küçük resim defteri
* bir veya iki renk oyun hamuru
* eğik çizgili güzel yazı defteri
* etkinlik dosyası ( bir hafta boyunca yapılan etkinlikler ve ödevin konacağı kendinden şeffaf yapraklı dosya )
* bunların dışında gerekli olan araç ve gereçler, eve gönderilen ödevlerdeki notlar ile ya da buradan duyurulduğunda gönderilecektir. 

*Çantanın mümkün olduğu kadar hafif olmasına çalışalım.

KİTAPLARIMIZDAN SU AN İÇİN SADECE OKUMA YAZMA ÖĞRENİYORUM KİTABI OLACAKTIR. DİĞER KİTAPLARIMIZ EVDE BULUNDURULMALIDIR. BLOG SAYFAMIZDAN  DİĞER KİTAPLARIMIZDAN GELMESİ GEREKENLER ZAMAN ZAMAN DUYURULACAKTIR.

Ders Kitapları

Ders kitapları öğrencilerimize dağıtılmıştır. Kitap torbasından eksik kitap çıkarsa sınıf öğretmeni ile iletişime geçin.

Kitapların tamamının şeffaf kap ile kaplanmasına özen gösterin...

Defterleri kaplarken her defter için farklı ayırt edici renkler kullanın...

Ders kitapları okulda kalacaktır. öğrenci dolapları henüz olmadığı için kitaplar her öğrencinin sırasının altında muhafaza edilecektir. Bu nedenle, karışıklıkları önlemek için mutlaka her kitabın, defterin ve araç gereçlerinin üzerinde etiket bulunmalıdır.

Her kitabın ve defterin arkasına mutlaka en az 2 telefon numarası, ev ve iş adresleri yazılmalıdır.

İlköğretim Haftası

Beylikdüzü'nde İlköğretim Haftası, Galip Balkar İlköğretim Okulunda Kutlandı.


İLKÖĞRETİM HAFTASI

İlköğretim temel öğrenimdir. Yasalarımıza göre zorunlu ve parasızdır. İlköğretim, yedi yaşında başlar ve on beş yaşında biter. Sekiz yıldır.

Okulların açıldığı hafta ilköğretim okullarımızda İlköğretim Haftası olarak kutlanır. Genel olarak bu hafta, Milli Eğitim Bakanlığı'nın radyo, televizyon konuşması ile açılır. Okullarımızda törenler düzenlenir. Törende konuşan okul müdürü ve öğretmenler; Eğitimin ve öğretimin değerini, yararlarını açıklarlar. Okuma - yazma bilmenin önemi üzerinde dururlar. Gerçekten, birey olarak başarılı olmak için en başta okumayı ve yazmayı öğrenmek zorundayız. Bilmediklerimizi okuyarak öğreniriz. Okuma - yazma bilmeyen bir kişinin bilgili olması düşünülemez.

Atatürk'ün özlediği çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkabilmek, ancak bilgi ile olur. Bize yaşam boyu gerekli olan bilgi ve becerilerin temeli ilköğretimde atılır. İlköğretim Haftası; bu gerçeklerin konuşulduğu, ilköğretimin, okuma - yazma öğrenmenin kişiye, topluma sağladığı yararların anlatıldığı bir haftadır.

Kendimize, ailemize, çevremize, ulusumuza, insanlığa yararlı olmak okuma - yazma öğrenmekle başlar. İlköğretimin önemine inanan Atatürk, cumhuriyetin ilanından sonra harf devrimini gerçekleştirdi. Okunması ve yazılması çok güç olan Arap yazısı yerine bugün kullandığımız Türk yazısını getirdi. Harf devrimi sonucu, yurdumuzda okuma - yazma bilenlerin sayısı giderek çoğaldı.

İlköğretim okulunun ilk beş yılı ilkokul bölümüdür altıncı yıldan itibaren ortaokul bölümüne devam edilir. Öğrenimlerini başarıyla tamamlayanlara sekizinci yılın sonunda diplomaları verilir. İlköğretimi tamamlayan öğrenciler, diploma notları göz önüne alınarak Lise veya dengi okullara kabul edilirler. Orta öğrenimini tamamlayanlar sınavlara girerek Yüksek okul veya üniversitelerde öğrenime başlar. Yüksek okullarda ve üniversitelerde öğrenim süresi iki yıldan altı yıla kadar değişmektedir.

Orta öğretime devam etmeyenler, edemeyenler, dilerlerse hayata ve iş alanlarına hazırlanmak için tamamlayıcı, hazırlayıcı, yetiştirici kurslara katılırlar. Sanat okullarından yararlanırlar, ya da bir iş yerine çırak olarak girerler. Kurslarda, işyerlerinde edindikleri becerilerle bir iş sahibi olurlar. Burada kazandıkları para ile aile bütçesine katkıda bulunurlar.

Milli Eğitim Bakanlığı; okuma - yazmayı yaygınlaştırmak amacı ile yetişkinler için kurslar açmakta, bu kurslara her yıl çok sayıda yurttaşımız katılmaktadır. Sonuçta okur - yazar oranımız artmaktadır. Yakın gelecekte öteki ilerlemiş ülkelerde olduğu gibi yurdumuzda da okuma - yazma bilmeyen kalmayacaktır.

İlköğretim Haftası'nda çevremize okuma - yazmanın gerekliliğini, değerini, önemini anlatmalıyız. Öğrenme, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırmayı sağlar. Bilgisiz, eğitimsiz insanlar daha çok suç işleme eğilimindedirler. Genel olarak eğitim ve öğretim suç işleme oranını azaltır.

Gün gelecek vatandaşlarımızın tamamına yakını okuma - yazma öğrenecek, okuyarak edindikleri bilgileri günlük yaşamlarında uygulayacak, böylece işlerinde daha verimli ve başarılı olacaklardır.

Kısacası ikinci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü'nün dediği gibi "İlköğretim davası insan olma, ulus olma davasıdır."

EĞİTİMİN ÖNEMİ

Bir milletin okur - yazar oranı yüksek olursa o millet kalkınır. Okumuş ve aydın kişileri fazla olan bir millet, her alanda ilerler. Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkemizde okuma - yazma bilenlerin sayısı azdı. Pek çok yerde okul yoktu. Ülkemiz Kurtuluş Savaşı'ndan yeni çıkmıştı. Bağımsızlığını kazandıktan sonra, Atatürk'ün emriyle her tarafta okuma - yazma seferberliği başlatıldı. Okullar açıldı. Yeni Türk harfleri vatandaşlara öğretildi. Her Türk vatandaşının İlkokul öğrenimini görmesi ve tamamlaması zorunlu hale getirildi.

Cumhuriyetin ilanıyla beraber eğitim - öğretim çalışmaları hızlandı. Köy, kasaba ve şehirlere okullar yapıldı. Okur - yazar sayısı gittikçe arttı. Yardımsever Türk vatandaşları da eğitim - öğretim hizmetlerinin gelişmesine yardımcı oldular.

Yakın bir zamanda da 8 yıllık kesintisiz eğitim kabul edilerek İlkokul ve Ortaokul birleştirildi ve zorunlu hale getirildi, İlköğretim okulu olarak adlandırıldı.

Her yıl Eylül ayının üçüncü haftası ( okulların açıldığı ilk hafta ) İlköğretim Haftası olarak kabul edilmiştir. Bu hafta boyunca okumanın önemi, okulun değeri ve kutsallığı halka anlatılır. Okumanın - yazmanın önemi, gazete, dergi, radyo ve televizyonlarda hafta boyunca anlatılmaya çalışılır. Bu konu üzerinde önemle durulur. Okulsuz yerlere okul açılmaya gayret edilir. İlköğretimin önemi anlatılır.

GÜZEL SÖZLER




* Eğitimsiz insan, ruhsuz bedene benzer. (Arap atasözü)

* İnsan eğitimle doğmaz, ama eğitimle yetişir. (Cervantes)

* Hiç bilenle bilmeyen bir tutulur mu? (Hz. Muhammed)

* Bir okul açmak, bir cezaevi kapamaktır. (Danton)

* Bilgisiz bir kimse, savaş davuluna benzer; sesi çok, içi boştur. (Sadi)

* Ana ve babaların çocuklarına bırakacakları en büyük miras; eğitimdir. (Hz. Muhammed)

* Ağaç yaşken eğilir. (Türk atasözü)

* Eğitim, öğrencilere saygıyla başlar. (Emerson)

* Her kötülük bilgisizlikten doğar. .(H.G.Wells)

* Hep öğretmek isteyenler, çoğu kez öğrenmeye engel olurlar. (Montesquieu)

* Cesaret ve hazzı yitiren eğitim, beş para etmez. (Pestalozzi)

* Eğitim, çocuğa bilmediğini öğretmek değildir; çocuğa yaşamasını öğretmek­tir. (W.Livingston)

*Bir yıl sonrasını düşünüyorsan buğday ek,

On yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik,

Yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir.” (Kuon-Tzu)

* Dünyada yapılması güç olan üç iş vardır: Çelik, elmas ve insan ruhunu işlemek. (B.Franklin)

* Bilgine her gün yeni bir şey eklemiyorsan, gün geçtikçe azalır.(Çin atasözü)

* Kalem kılıçtan keskindir. (Seneca)

* Eğitim, ana kucağından başlar; her söylenen sözcük çocuğun kişiliğine ko­nan bir tuğladır. (H.Ballov)

* Bir ülke halkının eğitimi, sokaktaki davranışlarından belli olur. (E.De Amıcıs)

* Elinden gelirse insanları eğit, gelmezse onlara katlan. (M. Aurellius)

* Eğri ağaçlar, bahçıvan eline muhtaçtır. (Çin atasözü)

* Eğitim, ekmek ve sudan sonra halkın en büyük gereksinmesidir. (Danton)

* Ana baba iyi eğitim almışlarsa çocuklar da görgülü olur. (Goethe)

* Eğitimle suç ve cezalar, güneşin önündeki buzlar gibi erir. (V.Hugo)

* Ulusal eğitim, her ulusun yaşam kaynağıdır. (Namık Kemal)

* Eğitim; iyiyi, büyüğü, güzeli sevmektir. (E. Renan)

* Eğitimli adam, görgüsüzle geçinmesini bilir. (Schopenhauer)

* Eğitim, yetenekleri olgunlaştırır, ama yetenek yaratmaz. (Voltaire)

* Eğitimin amacı, insanlarda bulunan yetenekleri geliştirmektir. (Eflatun)

* İnsan iki yoldan eğitilir: İlki, ana-baba, öğretmenlerden aldığı derslerle; ikincisi, kendi öğrendikleriyle. En değerli olanı ikincisidir. (Gibons)

* Kızını dövmeyen dizini döver. (Türk atasözü)

* Eğitimsiz öğretim, hırsız fenerine benzer.

* Eğitim görmekle görmemek, ölülerle dinler ara­sındaki fark gibidir.(Aristo)

* Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak Milli Eğitimle olur. (Atatürk)

* Eğitim, her ulusun hayat kaynağıdır. (Namık Kemal)

* İnsan eğitimle doğmaz ama eğitimle yetişir.

* Bilgi, sevgi ve zekanın aynasıdır.

* Okumayı öğrenmeyen çuval taşımayı öğrenir.

* Bilgisiz insan meyvesiz ağaca benzer.

* İlköğretim davası, insan olma, ulus olma davasıdır.

* Yurt kalkınmasının temeli ilköğretimdir.

* Öğrenim, aklın gücünü geliştirir.

* Bilmemek ayıp değil, bilmediğini öğrenmemek ayıptır.

* İlköğretim geleceğin temelidir.

* Bilgisiz insanın dostluğundan, bilgili insanın düşmanlığı daha iyidir.

* Okul gençliğe; insanlığı, saygıyı, ulusu ve ülkeyi sevmeyi öğretir.

* İlköğretimin değerini her yurttaşa anlatmak ulusal bir görevdir.
________________________________________________
222 Sayılı Kanunla, Eylül ayının 3.haftası "İlköğretim Haftası" olarak kabul edilmiştir. Bu kanunun amacı, herkesin toplumun bir bireyi olmaya yakışacak şekilde yetiştirilmesini sağlamaktır. Bu haftanın amacı da herkese bunu anlatmak ve daha iyi birey olmak için yollar aramaktır.

İlköğretim Haftası' nda konuşma, resim, şiir, gösteri gibi aktivitelerle haftanın önemi daha da belirginleştirilir. Böylece herkese hafta ile ilgili hatırlayıp unutmayacağı bilgiler aktarılabilir.

İlköğretimin zihinsel, bedensel ve dil gelişmesinde önemi büyüktür ve eğitim sistemimizin ilk adımıdır. İnsan Hakları Bildirisinde de belirtildiği gibi ilköğretim parasız ve zorunludur.

İlköğretim çağı, altı yaşını bitiren herkesin eylül ayında ilköğretim okuluna yazılması ile başlar ve onbeş yaşını bitirdiği öğretim yılının sonuna kadar devam eder.
__________________________________________________

1. Sınıf İhtiyaç Listesi


1. Sınıf Öğrencileri Neler Almalı?


1. Sınıf İhtiyaç Listesi


1. Küçük boy klavuz çizgili el yazısı defteri ( 2 adet 40 yapraklı): Defter en sade olanından olsun, öyle kenarları renkli, resimli, süslü olanlardan değil. Süslü çocuğun dikkatini dağıtarak asıl konuya odaklanmasına engel olmaktan başka bir işe yaramıyor inanın.

2. Kareli defter küçük boy ( 1 adet 40 yapraklı): Matematik dersi için kullanacağız.

3. Kurşun kalemler ( Kalemler belli bir kalitede olmalıdır. İyi bir yazı için iyi bir kalem çok önemlidir. Adi kalemleri çocuklar açarken bile uçları kırıldığı için. Çok kısa sürede bittiği gibi çocuk zamanının çoğunu kalemi açmak için harcadığından derse konsantresi daha zor oluyor.

4. Silgi ( kokulu olmamalıdır, kaliteli olmalıdır.)

5. Kalem traş (çöpü içinde biriktirenlerden olsun ki çocuk ikide bir kalemini açmak için çöp kutusuna gitmek zorunda kalmasın. Oyuncak sınıfına girebilecek görünümdeki kalemtraşlar da sınıfta çocukların dikkatini dersten oyuna çekmekten başka bir işe yaramayacağı için asıl amacımıza hizmet etmeyecektir.)

6. Kırmızı kalem (1 adet tahta kırmızı kalem)

7. Resim defteri ( Küçük boy cırtlı,rahat yırtılan telli de olabilir)

8. Kuru boya kalemleri ( 12’li Faber castel)

9. Pastel boya

10. Abaküs ( Sayı boncukları)

12. Ataç

13. Oyun hamuru

14. Manyetik içi demir tozlu yazı tahtası, " yukarıdaki resimdeki gibi. "

15. Ürün dosyası (içinde kendinden şeffaf dosya yaprakları olan )


Çocuklarımız öğrenim hayatlarına ilk adımlarını atmıs olacaklar. Ana sınıfına göre daha zor bir yıl bizleri bekliyor. Bu zor, ama bir o kadar heyecanlı yolda sizlerle beraber isbirliği içinde olmamız gerekiyor. Asağıda belirttiğimiz ihtiyaç listesinin okulun açıldığı gün temin edilmesi, bu öğretim yılının sıkıntısız ve basarılı geçmesi için küçük bir adım olacaktır.

İlginiz ve yardımınız için tesekkür ederiz.

· Bu yıl kullanacağımız ders kitapları okul tarafından getirtilecektir.
· Çocuğunuza alacağınız okul çantası tekerlekli, çek çekli çantalardan olmamalıdır. Çünkü bu çantalar sıraların arkasına asılamadığı için sıraların yanında, yerde durmaları gerekiyor. Yerde duran çantalara da çocuklarımızın takılıp düsme riski artıyor.


· Okul çantasının içinde çocuklarımız her zaman kalem kutularını bulundurmalılar. Kalem kutusunu metal olmayanlardan seçelim. Çünkü metal kalem kutular ders sırasında çok fazla ses çıkartıyorlar ve bütün çocukların ilgisinin dağılmasına sebep oluyor. Çocuklarımıza iki gözlü kalem kutularından alabiliriz. Bir tarafında derste kullanacağı boya kalemleri dururken, diğer gözünde kalem, silgi, kalemtıras, … bulunur.

· Kalem kutusunun içinde bulunması gerekenler:

- 2 tane kursun kalem (2B-HB olabilir. Silindir seklinde olması uygundur.)
- 3 renk yazı kalemi (kırmızı, yesil, mavi)
- 12 renk kuru boya kalemi
- Silgi (iyi silen, beyaz ve kokusuz)
- Kalemtıras (oyuncak tarzı olmayanlardan)
- 6 renkli keçeli kalem (çizgi çalısmaları için)
- Ucu kesici olmayan küçük makas (yuvarlak uçlu makas)
- Pritt yapıstırıcı
- Bant
 
Çocuğumuzun bütün araç gereçlerine mutlaka adını yazalım. Böylece esyaların karısmasını önleyebiliriz.
 
İYİ BİR SENE DİLİYORUM


TESEKKÜRLER…

Bisiklete Binmek İçin Nedenler...


BİSİKLETE BİNMEK İÇİN NEDEN Mİ ARIYORSUNUZ...?...

1.Bisiklet, motorlu araçlardan faydalanamayanlar için hareketliliği artırır.

2.Bisiklet, ehliyet alamayanlar için hareketliliği artırır.

3.Bisiklet, motorlu araçlara parası yetmeyenler için hareketliliği artırır.

4.Bisiklet, motorlu araçları kullanmak istemeyenler için hareketliliği artırır.

5.İstanbul'da Kadıköy'den Pendik Tersanesi'ne kadar -bir, iki kesintiyle- sahil boyunca bisiklet yolları var (Moda sahili – Yoğurtçu Parkı – Kalamış Parkı – Caddebostan Plajı – v.d...).

6.Bisiklet şimdiye kadar icat edilmiş en verimli ulaşım aracıdır.

7.Bisiklete binmekle idman -yani excercise- yapmış olursunuz.

8.Bisiklet kullanarak tatil parasını çıkarabilirsiniz.

9.Bisiklet, stresi azaltır.

10.Bisiklet akıl ve ruh sağlığı için iyidir.

11.Bisiklet vücut sağlığı için iyidir.

12.Bisikletle bir yere gitmek (mesela işe), günün en kötü saatlerini en keyifli anlara çevirebilir.

13.Bisiklete binmek özgüveninizi artırır.

14.İşe bisikletle giderek spor salonuna vereceğiniz aidattan kurtulursunuz.

15.Bisiklet vücuda zarar vermez.

16.Bisiklet çevreye zarar vermez.

17.Çevrenizdeki arkadaşlarınızı, yakınlarınızı ziyaret etmek için bisiklet mükemmel bir araçtır.

18.Bisiklet yoldaşlığı, benzer ilgilere sahip hoş bir yabancıyla tanışmak için iyi bir vesiledir.

19.Bisikletliler yol durumu haberlerine boşverebilirler.

20.Sıkışık trafikte arabaların yanından geçip giderken hoş bir duygu yaşarsınız.

21.Bir yere varma zamanını doğru kestirebilirsiniz.

22.Park yeri bulma sorunu yaşamazsınız.

23.Park ücreti vermezsiniz.

24.Arabanızı yola çıkarmayarak şanssız birine park yeri açabilirsiniz.

25.Park yerinden gideceğiniz yere yürümeye üşeniyorsanız, bisiklet size kapıdan kapıya ulaşım imkanı sağlar.

26.Bisiklet, otopark alanları ihtiyacını azaltır.

27.Bisiklet enerji ihtiyacını azaltır.

28.Bisiklet hava kirliliğini azaltır (Bisikletlilerin gaz emisyonu düşüktür).

29.Bisiklet suların kirlenmesini azaltır (Bisikletler fren hidroliği, antifriz, motor yağı damlatmaz).

30.Bisiklet gürültü kirliliği yapmaz, susturucu olmadan da sessizdir.

31.Bisiklet, yolları aşındırmaz (Bisikletçiler dünyayı omuzlarında taşıyor gibi hissetseler de, bu böyledir).

32.Beş kilometrelik bir bisiklet yolculuğu, soluduğumuz havaya yaklaşık beş kilogramlık kirleticinin karışmasını engellemek demektir.

33.ABD'deki yolculukların %40'ı evden iki Mil'lik bir mesafe içinde kalıyormuş; Türkiye'de de hadi, olsun olsun iki Km diyelim.

34.Bisiklet trafik cinayetlerini önler (Bisikletin çarptığı yurttaşlar ölmezler).

35.Bisiklet, kapladığı az yer sayesinde izdihamı azaltır.

36.Motorlu araçların emisyonu, kuzey yarımküredeki hava kirliliğinin yarıdan fazlasının sebebidir.

37.Bisiklet, ilave asfalt ve beton ihtiyacını azaltır.

38.Bisikletle rotanızı çeşitlendirmeniz daha kolaydır.

39.Bisiklet, kalp-damar sağlığınızı olumlu etkiler.

40.Artı: kaslı görünüm, kemik kütlesi gelişimi, daha temiz bir ten.

41.Artı: sağlıklı insanların sağlık harcamaları daha az olur.

42.İşlerini bisikletle görmeye başlayanlar birinci yıl sonunda yaklaşık altı Kilo verebilirler (perhiz yapmadan).

43.Bisikletle işe gitmek verimliliğinizi artırır.

44.Artan bisiklet kullanımı, yeni bisiklet tesislerinin yapılmasına yol açar (dükkânlar, atölyeler, bisiklet yolları,...); bu da mülkün değerini artırır.

45.Bisiklet, size bir saunadakinden çok daha fazla temiz hava sağlar; üstelik saunadaki kadar terleyip gözeneklerinizi açarsınız.

46.Bisiklete binmek, size acayip giyinme ve kendinizi hâlâ şık sanma ayrıcalığı sağlar.

47.Şehir bisikletçiliği sizi alçakgönüllü yapar.

48.Bisiklete binmek, hemen hemen yaşam boyu yapılan bir etkinliktir.

49.Bisiklet, bir çok değişik topoğrafyada keyif almak demektir.

50.Bisiklet, bir çok değişik iklimde keyif almak demektir.

51.Bisiklet, dünyayı görmek için mükemmel bir araçtır.

52.Bisiklet havalıdır.

53.Bisiklet eğlencelidir.

54. ...

__________________________________________

Sağlığınız İçin Yararlıdır…

◦Düzenli olarak 2Teker kullanan bisikletseverlerin zindelik seviyeleri, ortalama olarak kendilerinden 10 yaş genç jenerasyonun zindelik seviyesine eşittir (Kaynak: Ulusal Koroner Kalp Yetmezliği Vakfı Raporu – Amerika)

◦Haftada en az 30km bisiklet sürüşü bisiklet kullanmayan ve başka bir fiziksel egzersiz gerçekleştirmeyenlere oranla kalp krizi riskini %50 oranında düşürmektedir. (Kaynak: İngiliz Kalp Vakfı)

◦Eğer kısa mesafelere ulaşımın (10km ve altı) 3′te biri araçlar yerine bisikletler üzerinde gerçekleştirilseydi, ulusal kalp hastalıkları oranının %5 ila %10 seviyesinde düşeceği öngörülmektedir (Bisikletler Sigara İçmez Çalışması, CTC, 1992 / BikeBiz.com)

◦Trafiğin yoğun olduğu saatlerde, bisikletler araçlara göre yaklaşık iki kat daha hızlıdır. Eğer trafik yoğunluğundan şikayetçiyseniz ne mutlu bisikletseverlere!

Bütçeniz İçin Yararlıdır…

◦Bisikletler için araç vergisi, trafik sigortası, düzenli araç bakım masrafları ve en önemlisi yakıt giderinden kurtulursunuz.

◦İyi bir bisikletçi, bisikleti için yıllık en çok 100-150YTL’lik bir masraf yapacaktır. Eğer elinden onarım işi gelen bir kişiyseniz bu gider çok daha düşük olabilir. Siz aracınız için ne kadar harcıyorsunuz?

◦İyi bir bisiklet 10 yıllarca olmasa bile uzun seneler size ilk günkü gibi hizmet edecektir. Son aracınız kaç yıl dayanmıştı acaba?

◦Bisikletinizi hemen her yere park edebilirsiniz (kilidinizi unutmayınız) Astronomik park giderlerine son!..

Evren İçin Olumludur…

◦Bir aracın park için kapladığı yere 20 bisiklet parkedilebilir.

◦Bir bisikletin üretimi için harcanan enerji ve malzeme bir araç üretimi için harcanan kaynaklara oranla ihmal edilebilecek seviyede azdır.

◦Bisikletler havayı ve doğayı kirletmezler. Çok daha sessizlerdir. Siz yağ yakan, kirli egzost gazı püskürten, yüksek sesle çalışan bir bisiklet gördünüz?

◦Araçlar her yıl binlerce insanın ölümüne ve sakat kalmasına neden olmaktadır.

Ve Diğer Nedenler…

◦Bisiklet toplu ulaşım araçlarına ulaşımın zor ya da imkansız olduğu yörelerde neredeyse tek seçenek haline gelir.

◦Araç kullanmaktan hoşlanmayan, toplu taşımaya para harcamak istemeyen ya da bütçesi dar olanlar için bisiklet birebirdir.

◦Bisiklet şu ana kadar icat edilen “en verimli” ve “etkin” ulaşım aracıdır.

◦Bisiklet egzersiz demektir.

◦Bisiklet stresi azaltır.

◦Bisiklet beden, zihin ve ruh için adeta bir terapi görevi görür.

◦Bisiklet özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar için günlerinin en sevimsiz saatleri olan ulaşım saatlerinien keyifli saatlere dönüştüren büyülü bir araçtır.

◦Bisiklet özgüveni artırır.

◦İş – ev arası bisiklet kullanımınız dahi yıllık 1000-1500 dolarlara malolan “Egzersiz Kulüplerine” üyelik masrafınızı gereksiz hale getirir.

◦Bisiklet darbesiz bir spordur ve vücudunuz üzerinde yıpratıcı etkisi bulunmamaktadır.

◦Bisiklet sosyal bir spordur. Düzenli sürüşleriniz esnasında tanışacağınız insan sayısını siz bile tahmin edemezsiniz.

◦Bisiklet kullanıyorsanız evden çıkmadan sabah trafiği raporlarını dinlemenize gerek kalmaz.

◦Trafiğin en yoğun olduğu zamanlarda bisiklet yolundan yoksa da sağ şeritten rahatça ilerleyebilmenin keyfi hiçbirşeyde yoktur.

◦Bisiklet enerji tasarrufu demektir.

◦Bisiklet temiz hava demektir.

◦Bisiklet ses kirliliğinin ortadan kalkması demektir.

◦Bisiklet daha parlak bir ten, daha sağlıklı bir vücut demektir.

◦Bisikletle ulaşımı seçen yeni bisikletçiler ilk yıllarında yaklaşık 5-6kg’lık kilo kayıplarına hazır olmalılardır.

◦Bisiklet işte verimliliğinizi artırıcı etki yaratacaktır.

◦Bisiklet ile Sauna’dakinden çok daha fazla temiz hava soluma imkanı bulursunuz. Sürüş esnasında terlerken deri gözeneklerinin çok daha fazla açıldığını ve yenilendiğinizi hissedebilirsiniz.

◦Bisiklet hayat boyu gerçekleştirebileceğiniz bir sportif aktivitedir.

◦Her tür zeminde keyif alabileceğiniz bir bisiklet türü bulunmaktadır.

◦Her mevsimde, her saatte keyif alabileceğiniz bir bisiklet sürüşü gerçekleştirmeniz mümkündür.

◦Şehirde ulaşım sizi daha mütevazi kılar.

◦Evreni yeniden keşfetmek için bisiklet eşsizdir.

◦Bisiklet sizi daha havalı ve farklı kılar.

◦Bisiklet eğlence demektir

Çocuklarda Davranış Problemleri

Çocuklarda Davranış Problemleri

Ailelerin ve öğretmenlerin çocukların büyüme dönemlerinde sıklıkla karşılaştıkları , baş etmekte yetersiz kaldıkları ve çözülemediğinde bir uzman desteğini gerektiren problemli davranışların bütünüdür. Çocuğun içinde bulunduğu yaş grubunun toplumsal değerlerinin veya kurallarının benimsenmediği , tekrarlayan ve sürekli olarak görülen, çevre ile uyumsuzluk yaratabilen davranışlardır.

Davranım problemleri yaşayan çocuklar yoğun öfke nöbetleri, saldırganlık, arkadaş ilişkilerinde problemler gösterebilirler. Bu dönemde yaşanan problemleri çocuğun içinde bunduğu yaş dönemine, davranışın sıklığına , sürekliliğine ve yoğunluğuna göre değerlendirmek gerekir. 2 yaş döneminde yaşanan öfke, inatlaşma ve vurma davranışları bu yaşa özgü davranışlar olduğundan bir davranım problemi olarak değerlendirilmemelidir . Bu , diğer yaş döneminde kendiliğinden ortadan kalkabilecek bir davranış biçimidir.Eğer bu davranış diğer yaş dönemlerinde de yoğun bir şekilde gözlenmeye devam ederse ve zamanla şiddet içerikli bir şekle bürünürse o zaman normalden sapan bir davranış olarak değerlendirilebilir. Kısa süren ve sıklıkla tekrar etmeyen çocukluktaki davranışlar bir davranım bozukluğunu göstermez. Sürekli ve tekrarlayan bir şekilde devam eden yalan söyleme, öfke kontrol edememe, evden kaçma, çalma, cinsel taciz, fiziksel ya da sözel bir saldırganlık davranışları davranış bozukluğunu gösterebilir. Çocukluk döneminde başlayan yalan söyleme , arkadaşına vurma ya da arkadaşının oyuncağını çalma davranışı ilerleyen yaşlarda takip edilmelidir. Bu davranış süreklilik gösterdiğinde ve davranışın şiddeti arttığında bir davranış bozukluğu olarak değerlendirilebilir . Dürtü kontrolü azalabilir. Kendisini güçlü hissetme ve toplumsal kurallara sürekli karşı gelme davranışları artabilir. Başkalarının duygularını önemsememe, güvenliklerini tehlikeye atma, isteklerine cevap vermeme görülebilir. Bu tip davranışlar erkeklerde kızlara oranla daha fazla görülür. Okulda , arkadaşları ile ilişkilerinde ve aile içerisindeki ilişkilerde problem yaşarlar. Akademik başarıları düşebilir. Sıklıkla kavga çıkarabilirler bu nedenle disiplin sorunu yaşarlar. İntihar eğilimi, madde kullanımı ve erken cinsel davranışlar gösterebilirler. Sorunların temelinde kendilerini değil başkalarının olduğunu ifade ederek sürekli başkalarını suçlama davranışı içerisindedirler. Kendi davranışları için hep mantıklı bir açıklama yapma çabası gözlemlenir.


Bu tip davranışlar gösteren gençlerle kurulan iletişimin sağlıklı olması çok önemlidir. Kızmak, bağırmak, şiddet göstermek bu sorunları asla azaltmayacak ve çözmeyecektir. Aksine bu sorunların şiddetini daha da arttırarak çocuğun sizden daha fazla uzaklaşmasına, kendisi ve çevresi için daha tehlikeli sonuçlar yaratmasına neden olacaktır. Olumlu davranışları üzerinde daha fazla durularak güven ve sevgi çerçevesi içine bir ilişki kurulması sağlanmalıdır.

Çocuğum ve Disiplin

Çocuğum ve Disiplin

Disiplin ; çocuğunuzun kendi sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiğini ona göstermektir. Bu çocuğunuz için bir sosyalleşme sürecidir. Okulda arkadaşlarına vuran, yemek masasında kurallara uymayan, durmasını istediğinizde durmayan , oyuncaklarını kıran, size birçok konuda uyum sağlamakta zorlanan çocuğunuz için disiplini yerleştirmek çok da zor değildir.

Bir davranışı ya da kuralı çocuğunuza benimsetmek ve yaşam boyu uygulamasını sağlamak için; öncelikle ona doğru bir model olmalısınız. Akşam yemeğinde ıspanağı yemeyen babayı gören çocuğunuzun yemek seçmesi beklenen bir sonuçtur. Bu durumda ona yemek kuralları ve beslenme ile ilgili gerekli disiplini yerleştiremezsiniz. Kurallar; çocuğunuzun yaşına uygun bir şekilde ve anlayabileceği bir dilde anlatılmalıdır. Neden bu kuralların koyulduğu , bu kurallara uyduğunda neler kazanacağı ve uymadığında neler kaybedebileceği ile ilgili bilgiler anne – baba tarafından açıklanmalıdır. Bu açıklamalar için ; tüm aile üyelerinin bulunabileceği bir toplantı saati ve evde bir köşe belirleyin. ( mutfak masası, Ali’ nin odası vb. ) Toplantı esnasında yiyecek ve içecek ikramının yapılması çocuğunuzu mutlu edecek ve bu olayın ciddiyetini algılamasını kolaylaştıracaktır. Gerekli açıklamalar yapıldıktan sonra , çocuğunuza güvendiğinizi ve bu davranışı yapabileceğine inandığınızı söylemeyi unutmayın. Evde ya da yaşamda sizin de uymanız gereken kurallardan bahsedin. Kurala uyulmadığında çocuğunuzun karşılaşabileceği durumları kendisine ifade edin ve bu söylediklerinizde KARARLI ( şifremiz = kararlılık ) olduğunuzu ona hissettirin. Her ne olursa olsun bu kararınızdan vazgeçmeyeceğinizi ona göstermelisiniz. Bazen yapılan konuşma sonrasında karşılıklı yazılı bir form ve imzalar çocuklar için daha motive edici olabilir.

Beklenen davranış gerçekleşmediğinde yani koymuş olduğunuz kurallar uygulanmadığında öncelikle sakin olun ( sinirlenmeyin, bağırmayın, eleştirmeyin ) ve kararlı ifadenizi devam ettirin. Başlangıçta söylemiş olduğunuz sonuçları uygulayın. Eğer çocuğunuz beklenilen davranışı gösterdiyse öncelikle bundan çok mutlu olduğunuzu ( manevi ödül ) ifade edin. “ Bu davranışın beni çok mutlu etti. ”,“Yemeğini bitirdiğin için çok mutlu oldum.”, “ Misafirliğe gittiğimizde arkadaşlarınla hiç kavga etmedin, onlarla çok güzel oyun oynadın ben de anneleriyle sohbet ettim, bunu yapabileceğine inanıyordum, aferin.” Gibi. Çocuklarınıza sık olmamakla birlikte maddi ödüller de sunabilirsiniz. Fakat istediğimiz özellikle doğal ihtiyaçlar ( beslenme, uyku vb) ve sosyal kurallarda çok fazla maddi ödüller sunulmaması çünkü çocuğunuzun bu davranışı yapılması gereken bir davranış olarak öğrenmesi gerekmektedir. Bir şey elde etmek için bir davranışı göstermek anlayışı çocuğunuzun disiplin eğitimi ve psikososyal gelişimi için çok da yararlı değildir. Bu nedenle maddi ödüller sunulurken sıklığına dikkat edilmesi gerekir.

Disiplin oluşturulmaya çalışılırken uygulanan ceza davranışları çok önemlidir. Cezanın çocuğunuzun psikolojisine ve onunla kurduğunuz ilişkiye zarar vermeyecek nitelikte olmalıdır. Ceza da amaç ;çocuğunuzun farkındalığını arttırmak ve ona iç görü kazandırmaktır. Yapılan yanlış davranış sonrasında ondan yaptığı davranışı düşünmesini isteyin ve evde bir düşünme köşesi belirleyin. ( bu köşeye birlikte eğlenceli bir isim takabilirsiniz, bazen siz de yanış davrandığınızda bu köşeye gidebilirsiniz) Verilen ceza çok uzun süreli olmamalı ve yapılan davranıştan hemen sonra uygulanmalıdır. Süre olarak üç yaş için üç dakika, dört yaş için dört dakika , beş yaş için beş dakika, 6 yaş için yine 5 dakika olarak belirlenmelidir. Sürenin uzun olması çocuğunuzun davranışı ile ceza arasında bağlantı kurmasını engelleyecek ve ceza amacına ulaşmayacaktır. Ceza amacına uygun olarak verilmelidir. Örneğin; oyuncaklarını toplamadığı için hafta sonu gidilecek bir geziden tamamen mahrum bırakılması çocuğunuzu çok mutsuz edecek ve sizden uzaklaşmasını sağlayarak bundan sonra koyacağınız kurallarda uyumsuzluğunu arttıracaktır

Kendi sınırlarını belirleyebilen ve kendi ihtiyaçları için yapılması gereken davranışları kazanabilen bir çocuk ileride kendine güvenen, sosyal ilişkileri kuvvetli bir birey olacaktır. Bu nedenle okul öncesi dönemlerde bu davranışın kazandırılması çok önemlidir.

Çocukla İletişim Nasıl Kurulur ?



Çocukla İletişim Nasıl Kurulur ?


Çocuğunuzu yetiştirirken, onunla kurduğunuz iletişim biçimi çok önemlidir. Bu iletişim biçimi; yaşam boyu onunla kuracağınız ilişkinin temellerini oluşturacaktır. Bu konuda nelere dikkat etmeniz gerektiğine birlikte bakalım.

1) Öncelikle çocuğunuzu iyi dinlemeyi öğrenmelisiniz. Onu dinliyormuş gibi yapmayın, Bunu hemen hisseder. Eğer bir işiniz varsa biraz beklemesini ve birazdan onu dinleyeceğinizi ifade edin.

2) Onunla konuşurken göz göze gelmelisiniz, bu onun kendisini önemli hissetmesine neden olur. Konuşma başlamadan önce onu kucağınıza alabilir ya da onun mesafesinde oturabilirsiniz. Yukarıdan konuşmanız onun karşısında bir güç olduğunuz imajını yaratabilir. Söylediklerini anladığınızı belli etmek için onay işaretleri verin( başınızı sallamak,hıı..hıı.., evet , seni anlıyorum gibi )

3) Görüşlerini saygı ile dinleyin. Haksız olduğu bir konu söz konusu olsa bile dinlenmeye hakkı vardır. Kendi duygularını, düşüncelerini tanımalı ve özgür bir ortamda bunu her zaman söyleme hakkı olduğunu bilmelidir. Kendisini rahatlıkla ifade edebilen bir çocuk kendisine daha çok güvenir.

4) Sorunlarını çözmek için kendisi çaba göstermelidir. Zorlandığı anlarda çözümsel davranmayın sadece ona yol gösterin. Çözümü kendisi bulabildiğini görebilsin.

5) Yanlış bir davranış yapmış olsa bile ondan bahsederken öncelikle olumlu olan yönlerini vurgulayın. Bu davranışı ile onu sevmenizden bir şey eksilmediğini hissettirmelisiniz. Olumlulardan sonra olumsuz davranışlar nedenleri ile vurgulanmalı ve çözüm için birlikte yeni kararlar alınmalıdır.

6) Almış olduğunuz her yeni karar ya da koymuş olduğunuz her kural kararlı ve sürekli bir biçimde uygulanmaya devam edilmelidir. Sağladığınız tutarlılık doğru davranışın yerleşmesini sağlayacaktır.

7) Ona gün içerisinde yaşına uygun sorumluluklar verin. Yapmış olduğu her sorumluluk için dönem dönem ona teşekkür etmeyi unutmayın.

8) Gün içerisindeki yapacağı her şey yaşına uygun bir şekilde planlanmalıdır. Ne kadar süre televizyon izleyecek, saat kaçta uyuyacak, oyuncaklarını ne zaman toplayacak gibi. Bunun bilincinde olan bir çocuk kendi sınırlarının ve birey olduğunun daha çok farkındadır.

9) Anne ve baba olarak her akşam onunla özel rutin aktiviteler planlayın. Bir çocuk için annenin yeri ayrı babanın yeri ayrıdır. Bu nedenle birbirinizin rollerini almak için çaba göstermeyin. Her akşam sizinle en az bir şey yapacağını bilmesi onu mutlu eder, rahatlatır ve ilişkinizi güçlendirir.

10) Onu sevdiğinizi dile getirmelisiniz. Sevgiyle büyüyen bir çocuk yaşam karşı çok daha güçlü durur.

11) Söz verdiğiniz şeylerde kesinlikle geri çekilmeyin. Bu onun size olan güvenini zedeler.

12) Ona ait olan sınırları aştığında uyarıda bulunun. Bu uyarılar çocuğu azarlayacak ya da rencide edecek biçimde olmamalıdır. Açıklayıcı bir uyarı, bu davranış sonrasında ondan beklediğiniz davranış biçimi ve kararlı bir tutumla zaten istediğiniz sonucu alabilirsiniz.

13) Bir çocuk yetiştirirken sabırlı olmak ve karşınızdakinin bir çocuk olduğunun farkında olmak çok önemlidir. Sabırlı olabilmeniz için kendinize de zaman ayırmalı, yaşamdaki yerinizin ve beklentilerinizin daha fazla farkında olmalısınız. Unutmayın; mutlu bir anne-babalar daha mutlu çocuklar yetiştirebilecektir.

Mutlu ve Sağlıklı Günler Dilerim..

Çocuklarda Yalan


Çocuklarda “YALAN” Ne Zaman Endişe Verici Bir Durumdur ?


Çocuğunun yalan söylediğini tespit eden anne – babanın ilk tepkisi ; kızmak ve yanlış bir davranış olduğu ile ilgili olarak çocuğu uyarmaktır. Bu uyarı genelde keskin ve serttir. Yalan söylemek ne kadar yanlış bir davranış olsa da çocuğun içinde bulunduğu yaş dönemi ve gelişimi göz önünde bulundurulmalıdır.

Yalanın normal bir süreç olarak değerlendirilmesi yaklaşık olarak 7 yaştan öncedir. Bu yaşla birlikte çocuk gerçeklik duygusu kazanmaya başlar. Yalanın gerçekten ne olduğu ve nasıl amaçlarda kullanılabileceğini değerlendirilebilir. 7 yaş öncesindeki yalanlarda çocuğa karşı daha anlayışlı ve sakin davranılmalı, doğru davranış anlatılmalıdır. Yalana yol açan nedenler tespit edilmeli , birlikte yeni kararlar alınmalı, fark ettirmeden tekrarın olup olmadığı takip edilmeli ve tekrar eden davranışlarda da aynı sabır gösterilmelidir.

Çocuklarda haya gücü oldukça fazladır. Bu sınırsız gücünü; yalanlarında da ustaca kullanmayı becerebilir. İstemediği bir şeyle karşılaştığında sanki her şeyi gerçekmiş gibi abartılı bir şekilde anlatabilir. Anaokulu sürecinde bu sık karşılaşılan bir durumdur. Örneğin; okulda öğretmenin koyduğu kurallardan sıkılan bir çocuk öğretmenin kendisine yemek vermediğini hatta o vurduğunu bile söyleyebilir. Bu durumlarda gizlemek yerine öğretmenle bu durumu paylaşmalı ve ortak bir davranış biçimi oluşturmalısınız. Yalanı ortaya çıktığında ise ona kızmamalı ve doğru davranış hakkında onunla konuşmalısınız. Çocuklar ilgiyi üzerine çekmekten çok mutlu olur. Bunu sağlamak için de bilinçli olarak yalanlar üretebilir. Örneğin; anne babasının dikkatini çekmek için evde önemli eşyaları saklayan bir çocukla karşılaşabilirsiniz.

Yalanlar konusunda çocuğa doğru model olmak çok önemlidir. Anne ve babasının yalan söylediğini gören bir çocuğun bu davranışı göstermesi beklenen bir sonuçtur. Pembe yalanlara bile dikkat edilmelidir. Baskı ve otorite içeren anne- baba tutumları , sürekli eleştirme ve mükemmeliyetçi davranma da çocuğu yalana sürükleyebilir. Bu yalan , sadece istediğiniz şekle bürünmek için yapılan bir davranıştır.

Okul öncesi dönemdeki çocuklar için oyuncaklar çok önemlidir. Ne kadar başkasının oyuncağını alma davranışı yanlış bir davranış olarak bilinse de bazen bu oyuncakları habersiz alma – saklama davranışları görülebilir. Bu davranışla karşılaştığınızda kızmamak,cezalandırmamak, oyuncağı arkadaşına teslim etmek ve gerekli açıklamayı yapmak gerekir. Bazen babası olmayan bir çocuğun babası varmış gibi konuşmalar yapması ile karşılaşılabilir. Bu çocuğun içinde bulunduğu özlem ile ilgilidir. Bu duyguları için çocuğa yardımcı olunmalı ve gerekli açıklamalar yaşına uygun bir şekilde yapılmalıdır.


Sürekli ve kasıtlı olarak yalan söyleyen bir çocuğun bu davranışı bir hastalık belirtisi olabilir. Okuldan kaçma , hırsızlık gibi davranışlar da bu sürece eklenebilir. Bu bir davranış bozukluğudur ve bir uzman desteği gereklidir.

Çocuğum Uyumuyor!


Çocuğum Uyumuyor!!


Çocuğunuzla sağlıklı büyümesi için doğduğu ilk günden itibaren verdiğiniz en büyük mücadelelerden biri de onu uyutmak. Çocuğunuzun uyku konusunda sizinle inatlaşmasını ortadan kaldırmak için neler yapılabileceğini gelin birlikte görelim:

Çocuğunuzun uyku düzenini kazanabilmesi için ilk kural bebeklik döneminden itibaren kendi yatağında yatması alışkanlığının kazandırılmasıdır. “ Uykuya geçmek istemiyor bu nedenle yanımıza alıyoruz.” , “ Gece ağlayarak uyanıyor ve yanımıza geliyor.” , “ Ben de uykusuz kalıyorum ve onunla birlikte yatmak çok güzel oluyor.” gibi birtakım gerekçelerle çocuk bireyselleşme sürecini tam olarak tamamlayamamakta ve uyku düzensizliklerine neden olmaktadır.

Çocuğunuzun sağlıklı bir şekilde uyku evresine geçebilmesi için gün içerisinde enerjisini boşaltabilecek aktiviteleri yapmış olması gerekir, bu nedenle onunla gün içerisinde hareketli oyunlar oynayın. Uykuya hazırlık ve uyku evresi hep aynı saatlerde olmalı ki çocuğunuz bunu bir disiplin haline getirsin ve biyolojik saati devreye girebilsin.Odası ne çok sıcak ne de çok soğuk olmamalıdır. Rahat edebileceği uyku kıyafetleri tercih edin, çok sıkı giydirmemeye özen gösterin.Uyku için tamamen sessiz bir ortam oluşturmayın, evin içindeki olağan seslerin yanında kısık sesli bir müzik dinletilebilir, böylece ileride her ortamda uyuma alışkanlığı kazandırabilirsiniz.

Çocuğunuz eğlenceli bir oyun oynarken uyku konusunda size uyum sağlamayacaktır, o oyununu oynarken birazdan uykuya geçeceğinizi haber verin ve ondan oyununu yavaş yavaş bitirmesini isteyin. Evde siz eğlenirken ya da bir davete gidecek kıyafetler içerisindeyken ondan uykuya geçmesini istemeniz çok doğru olmayacaktır, bu nedenle ( en azından alıştırma evresinde ) siz de televizyonun sesini biraz kısabilir, uykunuz gelmiş gibi yapabilir, uyku kıyafetlerinizi giyebilirsiniz. Uykuya geçiş evresinde ılık bir duş yaptırabilirsiniz, birlikte banyo aktivitelerinizi yapın. ( diş fırçalama, tuvalete gitme, elleri yıkama vb. ) Odasına gidin ve gece lambanızı açın ( kendisinin bu aktiviteyi yapması çok daha yararlı olacaktır bu nedenle gece lambasını onun kullanabileceği bir şekilde hazırlayın. ) Yatağına yatmadan önce sevdiği bir bebek ya da ayıcık varsa yatağının kenarında ona da bir yer hazırlayın ve onu birlikte yatırın , bebeğin üstünü birlikte örtün ve sessiz bir şekilde ona iyi geceler öpücüğü vermesini sağlayın. O yatağında yatarken bir hikaye kitabı okuyabilir ya da bir masal anlatabilirsiniz. Masalın ya da hikaye kitabının heyecan içerikli ya da üzüntülü olmamasına özen gösterin bu onun uykuya dalmasını zorlaştıracaktır. Eğer çocuğunuz, sinirli, üzgün ve korkmuş ise bu duygularla yatmasına izin vermeyin, onu rahatlatın ve onunla konuşun. Ona dokunun ve yanında olduğunuzu ona hissettirin.

Gece uyandığında yanınıza gelmek istediğinde bu konuda kararlı olmalı ve onu ( uykunuz olsa dahi ) yatağına geri götürmelisiniz. Bu sürecin uzaması anne-babanın bu konuda gerekli tutumu ve davranışı sergilememesinden kaynaklanır. Eğer çocuğunuz korkmuşsa ya da ağlıyorsa ona hemen dokunun, yanında olduğunuzu ona hissettirin, ( endişelerinizi hissettirmeyin) rahatlatın ve yatağına yatırın, uykuya dalana kadar yanında kalabilirsiniz.

Tüm bunları yapmanıza rağmen çocuğunuzda uyku problemi yaşıyorsanız bir uzman desteği almanız yararlı olacaktır.

Çocuklarda görülen uyku bozuklukları:

• Gece boyunca sık uyanma,
• Uykuda konuşma,
• Uykuya dalmada güçlük,
• Ağlayarak uyanma,
• Gündüz uyuklama,
• Kabus ya da korkulu rüya görme,
• Yatak ıslatma,
• Diş gıcırdatma veya sıkma,
• Erken uyanma,
• Uyurgezerlik

Uyku bozuklukları çocuğunuzun hastalık dönemlerinde, yaşamında önemli bir değişiklik olduğunda,yanlış uyku alışkanlıklarında, aile içinde çatışmalar yaşandığında , evde ya da okulda kaygı yaratan bir problemle karşılaştığında görülebilir ve yine bir uzman desteği gerekecektir.

Okul Kazaları

Okul kazalarına karşı önleminizi alın


Okullar açılmasıyla birlikte çocuklar tenefüste, okul öncesi ya da sonrası koşarken, spor yaparken ya da şakalaşırken yaralanabilirler.

1-Travma: Düşme ve çarpmalara bağlı

- Eklem ve kemiklerde kırıklar-çıkıklar

- Kafa travmaları

- Yumuşak doku zedelenmeleri


2-Cilt yaralanmaları – damar yaralanmaları

- Kesici, delici aletlerle- kesiler

- Travmaya bağlı


3-Yanıklar (Sıcak su ve ateş ile)

4-Baygınlıklar

- Psikolojik nedenlere bağlı

- Kardiyolojik nedenlere bağlı

- Nörolojik nedenlere bağlı

- Metabolik nedenlere bağlı

Her okulda mutlaka pansuman malzemeleri, yanık spreyleri, elastik bandajlar, steril gazlı bezler, boyunluk, buz torbaları, ateller (kol ve bacak için) bulundurulmalıdır.

Herhangi bir şekilde yere düşmüş olan bir kişiye yardım ederken zarar vermemek için öncelikle onu yerden karga-tulumba kaldırmamalıyız. Zira bir omurilik yaralanması olabilir veya bir yerini kötü bir şekilde kırmış olabilir. Öncelikle kişi yerdeyken onunla konuşmalıyız; neresi ağrıyor, kendisini nasıl hissediyor?

Eğer şuuru kapalıysa ve bel ağrısı varsa, hareket etmekte güçlük çekiyorsa ambulans çağırıp sedye ile hastaneye transfer etmek en doğrusudur. Kollarında, bacaklarında ağrısı, deformitesi varsa hemen tahta-mukavva v.b. şeylerle o ekstremiteyi hareketsiz hale getirmeliyiz. Acil Servis’e gelinceye kadar üzerine buz koyabiliriz (Mutlaka bir beze sarılmalı, direkt hız uygulanırsa ciltte soğuk yanığı olabilir).

Soğuk uygulaması ağırıyı ve şişliği biraz azaltır. Acil Servis’te çekilen grafilerde kırık-çıkık saptanmazsa, yumuşak doku zedelenmeleri elastik bandaj, istirihat, buz (her 4 saatte 20 dk.) elevasyon (ekstremiteyi kalp seviyesinin üzerinde tutmak, örneğin ayak bileğinde yaralanma varsa, ayağı sarkıtmamak, oturduğumuz yerde altına yastık koyarak yukarıda tutmak) ağrı kesiciler ile tedavi edilir.

Kafa travmalarında şuur kaybı (Baygın kaldı mı? Kaç dakika?) baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, kusma mutlaka sorgulanmalıdır.

Bu semptomlar varsa hasta Acil Servis’e götürülmelidir. Muayene sonrası gerekiyorsa beyin tomografisi çekilebilir.

Ciddi kafa travmalarında boyunda da yaralanma olabileceği hatırlanmalıdır ve okul revirinde boyunluk varsa sağlık merkezine gidinceye kadar takılmalıdır.

Saçlı deride kesik olduysa ve kanıyorsa, kanayan yere temiz bir gazlı bez ile bastırılıp sıkı bir bandaj uygulanarak, dikiş atılmak üzere Acil Servis’e gidilir. Eğer tetanoz aşıları eksikse mutlaka rapel yapılır. Asprin vb. kan sulandırıcı ilaçlar kanamayı artırabileceği için bir süre kullanılmaz.

Kafa travmalarında ilk 24 saat takip önemlidir. Hastaneden taburcu olduktan sonra şiddetli baş ağrısı, baş dönmesi, fışkırır tarzda kusma, uykuya meyil, çift görme, burundan, kulaktan kanlı su gelmesi vb. semptomlar olursa tekrar Acil Servis’e gidilmelidir.

Delici-kesici aletlerle olan yaralanmalarda da mutlaka kanayan yerin üzerine temiz bir gazlı bez bastırılıp kanama kontrol altına alınmaya çalışılmalıdır. Turnike ugulamak riskli olabilir çünkü çok fazla sıkılıp venöz dönüşüme de engel olunabilir. Derin bir kesi ise kanama kontrolü yapılarak(tercihen üzerine basılarak) hasta en yakın Acil Servis’e götürülmeli orada dikiş, tetanoz aşısı yapıldıktan sonra düzenli pansumanlar ile yara takip edilir.

Eğer yalnızca yüzeysel bir cilt erezyonu olduysa revirde yara yerini antiseptik solüsyonlar ile temizleyip, steril bir gaz ile üstü kapatılabilir. Sıcak su ve alevle olan yanıklarda hemen giysiler çıkartılmalı, küçük bir alan yandıysa; örneğin el, hemen akan soğuk suyun altında bir süre tutulursa hastanın acısı bir derece azalabilir. Eğer 1. derece yanıksa (yalnızca ciltte kızarıklık ve küçük bir alanı tutuyorsa revirdeki yanık kremleri ile tedavi edilebilir. Ama 2. derece ve 3. derece yanıklarda daha (derin ve ciltte kabarmalar oluşmuş) yanık giysiler çıkarıldıktan sonra üzerine üzeri temiz bir gazlı bez ile kapatılır ve hasta en yakın Acil Servis’e götürülür.

Okul çağı çocuklarında baygınlıklara da sık rastlamaktayız (özellikle uzun süren törenlerde-ayakta durmalarda-sıcaklarda). Sınav stresi, aşırı heyecan çocuğun bayılmasına neden olabilir. Ancak psikolojik demeden önce kardiyak hastalıkların (tansiyonda düşme, aritmi, kalp krizi vb.), nörolojik hastalıkların (epilepsi, beyin kanaması vb.), metabolik hastalıkların (kan şekerinin düşmesi, elektorolit bozuklukları vb.) baygınlığa neden olabileceğini unutmamalıyız.

Bayılıp yere düşen kişi hemen yerden kaldırılmamalı, düz sırt üstü yatırılmalı eğer kusma varasa sol yanına yatırılarak kusmuğun akciğerlerine kaçmasına engel olmalıyız. Tansiyonun düşmesine bağlı bir baygınlıksa yatar pozisyondayken ayaklarını yukarı kaldırmamak ve bir süre o şekilde tutmak gerekir. Vücudunda kasılmaları oluyorsa etraftaki eşyalar uzaklaştırılır (çarpıp kendisine zarar vermesin diye) kasılmış-kitlenmiş olan ağızın içine bir şey kokulmaya çalışılmaz.

Bayılan bir kişi kendine gelse bile mutlaka en yakın Acil Servis’e götürülmelidir ve nasıl bayıldığını gören bir arkadaşının da bilgi vermesi için eşlik etmesinde fayda vardır. (Nasıl bayıldı? Ne yapıyordu? Oturuyor muydu? Ayakta mıydı? Bayılacağını hissetti mi? Kaç dakika baygın kaldı? Çarpıntı-terleme oldu mu? Kasılmalar-idrar ve dışkı kaçırma oldu mu?) vb. sorularla baygınlığın ayırıcı tanısı yapılmaya çalışılır ve ona göre tetkiklere başlanır. Kalp ve solunum durmalarında eğer ilkyardım eğitimi almadıysak, yardım çağırmalıyız ayrıca hiç müdahale etmemek ve zarar vermemek yanlış yapmaktan daha iyidir.

Çocuğum derslerinde problem yaşıyor


"Çocuğum derslerinde problem yaşıyor"



Anne–babalar çocuklarının ders başarısı ve öğrenme becerilerinde belirgin problemlerle sıklıkla karşılaşmaktadır. Çocuk; belirli alanlarda belirgin bir yetersizlik gösterdiği tespit edildiğinde bir uzmandan bu durumun bir öğrenme bozukluğu olup olmadığının araştırılması gerekir.
Öğrenme bozuklukları ;

Matematik Bozukluğu


Okuma Bozukluğu


Yazılı anlatım bozukluğu

Başka türlü adlandırılamayan öğrenme bozukluğu olarak tanımlanmaktadır.
Matematik bozukluğunda ; çocuk yaşından , zeka düzeyinden ve aldığı eğitimden beklenen düzeyde matematik becerilerini yerine getirmekte güçlük çekmektedir. Bu becerileri yeterli düzeyde yerine getirememenin çocuğun günlük yaşantısını olumsuz etkilediği gözlemlenmektedir. İşlem yapmakta zorlanır. Sayıları, sembolleri, çarpım tablosunu kavramakta güçlük çeker. Problem çözerken yapılacak işlemlerde zorlanır. Bu duruma duygusal bir problem eşlik etse de matematik becerilerinde problemler çok daha fazladır.

Okuma Bozukluğu gösteren çocuklarda yine yaşından , zeka düzeyinden ve aldığı eğitimden beklenen düzeyde okuma becerilerini gösterememe belirgin düzeyde söz konusudur. Bu becerilerdeki yetersizlik çocuğun günlük yaşantısını olumsuz düzeyde etkilemeye devam etmektedir. Yavaş okuma, sesleri ve bazı harfleri öğrenmede güçlük, heceleme de hatalar, yanlış sözcük kullanma, hece atlama gibi hatalar belirgindir.

Yazılı anlatım bozukluğunda da çocuğun aldığı eğitim düzeyi , kronolojik yaşı ve sahip olduğu zeka düzeyinden beklenen düzeyde yazma becerilerinde bir yetersizlik söz konusudur. Yavaş yazma belirgindir. Yazıları okunaksızdır, yaşından beklenen düzeyde düzgün yazamamaktadır. Bazı harfleri ters yazma, harfleri atlama, sürekli yanlış yazma, ters yazma gibi hataları sıklıkla tekrarlar.

Okula giden çocuk bu alanlarda zorluk yaşadığında aile ile çatışmaları gittikçe artmaktadır. Ailenin böyle durumlarda bunun bir bozukluk olduğunu fark etmelidir. Aksi takdirde çocuk zorlanmaya devam edecektir. Uzmanın yapacağı standart testlerle bu bozuklukların hangi alanlarda ve hangi düzeyde olduğunun tespit edilerek gerekli tedavi sürecinin başlaması gerekmektedir. Bu tespit ve tedavi çalışmaları uzman tarafından titizlikle yapılmalıdır. Tedavi tıbbi, eğitimsel , psikolojik ve aile desteği ile devam eder.

Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar genellikle ders çalışmayı sevmez. Ödevlerini yapmaz . Dikkat süresi yaşından beklenenden daha kısadır. Yalnız çalışmak istemez ve sürekli bir kişinin yönlendirmesini bekler. Kitap okumayı sevmez okurken de sıkılır. Odasını düzenleme, planlamada güçlük çeker. Yönleri sürekli olarak karıştırır. Saati ve zamanı ( dün , yarın, bugün gibi ) sürekli olarak karıştırır. Kendisini ifade etmede güçlük çeker. Dil becerileri zayıftır. Bir olayı anlatmakta güçlük çekebilir

Derslerden bunalan çocuğa nasıl yaklaşırız?

Derslerden bunalan çocuğa nasıl yardımcı olmalısınız?


Okulların kapanması yaklaştıkça çocuklarda ödev ve derslerden dolayı isyan başlar.. Bir an önce dışarı çıkıp oynamak, gezmek, arkadaşları ile beraber olmak ya da bol bol bilgisayar oynamak ister.. Peki bu durumda ne yapmak lazım?Öğretmenin verdiği ödevler gözünde büyür.. Erteler.. Test çözmesi kitap okuması gereklidir. Erteler.. Giderek çığ gibi büyüyen bu sıkıntılar öyle bir noktaya gelir ki çocuk artık önemsemez boşlar.. Bıkkınlık duyar.. Ama diğer taraftan suçluluk duyar.. Yapması gerekiyordur ama artık yorulmuştur.

Yukarıdaki ifade etmeye çalıştığım duygu durumu, hemen hemen her anne babanın ve okula devam eden çocuğun yaşadığı sıkıntılardır. Özellikle de nisan mayıs aylarında tavan yapan bu sorunlar önlemi alınmaz ise derslerden soğuma ve başarısızlıklar görülmeye başlar.

Aslında genel resme baktığınızda çocuk haklıdır. Küçücük yaşında omuzlarına yüklenen bu tempo onu yorar. Tüm gün okulda.. Eve gelir oynamak ister ancak ödevleri vardır.. Üstüne üstlük saat 9-10 gibide uyumalıdır.. Tabii ki bunlar bazı çocuklar için oldukça karmaşık ve yorucu bir durumdur.

Bu durumda 3 anne baba tutumuyla karşılaşırız.

1. Aşırı katı ve kuralcı tutum.. Çocuğun sıkılmasını ve tepkilerini çocuğun kasıtlı yaptığını düşünerek daha sert ve yaptırımcı tutum izleyen anne babalar.. SONUÇ= Asi bir çocuk,

2. Aşırı rahat ve esnek tutum.. Çocuğun yaşadıklarını anlayan ama fazlasıyla rahat bırakıp “ Aman boş ver.. Öyle yada böyle zaten bu okul bitecek.” Gibi sözlerle çocuğa sorumluluklarını unutturan anne babalar.. SONUÇ: Aşırı özgür çocuk

3. Sınırları ve kuralları belli esnek tutum. Çocuğunun yaşadığı sıkıntıların farkında olan olabildiğince destek olurken, diğer taraftan çocuğunun sorumluluklarını yapması gerektiğini hatırlatan ve gösteren anne babalar SONUÇ: Huzurlu ve mutlu çocuk..

Pozitif Gelişim Özel Eğitim ve Aile Danışmanlığı Merkezi Çocuk Gelişimi Uzmanı Şenay Yılmaz ise üçüncü tutumu onaylıyor... Çocuğunuzu anlamaya çalışın.. Yaşadığı zorlukları gözlemleyerek bağımlılığa dönüşmeyen yardımlarınızla destekleyin. Sorumluluklarını hatırlatın ve örnek olun.. Kendini iyi hissetmesini sağlayan etkinlikleri yapmasına izin verin.. Sürekli ders çalışmasını, kitap okumasını, test çözmesini istemeyin.. TV de izlesin, oyununu da oynasın, arkadaşları ile de beraber olsun, en sevdiği hayvanıyla da oynasın.. Hayatını sevdiği şeylerle programlamayı öğretin. Her şeyin ders okul olmadığını, sosyal etkinliklerinde olduğunu ikisinin de beraber götürülebileceğini anlatın. Okul başarısının da önemli olduğunu ama her şeyin sadece bundan ibaret olmadığını hissettirin.. Anlayışlı ama istikrarlı tutum gösterebilmeniz dileğiyle…

Çocuklarda çanta ve ayakkabı seçimine dikkat!

Okul çocuklarında çanta ve ayakkabı seçimine dikkat!


Çantaları geniş askılı, ayakkabıları yumuşak olsun!
 
Yeni eğitim ve öğretim yılının başlamasına az bir süre kala veliler bir yandan bayram alışverişi, bir yandan da çocukları için okul alışverişi yapıyorlar. Alışverişlerde kuşkusuz en önemli kalemi çanta ve okul kıyafetleri oluşturuyor. Ancak, rengine ya da biçimine bakılarak tercih edilen ve öğrencilerin vazgeçilmez aksesuarlarından olan okul çantalarının omurga problemlerine, ayakkabıların ise çeşitli ayak sorunlarına yol açtığını çoğumuz bilmiyoruz. Bu nedenle çocukların sağlık sorunu yaşamamaları için çantalarının geniş askılı ve bel kemerli, ayakkabılarının ise yumuşak ve esnek olması gerekiyor.

Alman Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Hilal Yıldız, çocuklarda özellikle ayakkabı ve çanta seçiminin çok titizlikle yapılması gerektiğinin altını çizerek şu tavsiyelerde bulunuyor: “Okul çağındaki çocukların en önemli sağlık sorunları kuşkusuz taşıdıkları çantaların ağırlığından ve giyilen ayakkabıların sağlıksız olmalarından kaynaklanıyor. Okul çantalarının ağırlığından dolayı pek çok öğrenci omurga problemi yaşıyor. Giyilen ayakkabıların okul için uygun olmaması da ayak sağlığını tehdit ediyor. Özellikle omurganın tekrarlayan yüklenmeleri, sırt ve bel ağrılarına yol açmaktadır. Sırt çantası, okul çağındaki çocuklarda omurga yüklenmesi açısından en önemli risk faktörüdür. Ağır sırt çantası sırt kas ve bağlarında zorlanmalara neden olabilir. Çantanın ağırlığına bağlı olarak omurgaya mekanik yüklenme olur, ağır çantanın uygun olmayan pozisyonda taşınması sonucu ise postür (duruş) bozukluğu gelişebilir. Sırt çantasının tek omuzda taşınması kaslara yük dağılımının dengesiz olmasına yol açar. Yapılan çalışmalarda vücut ağırlığının % 15’inden ağır çantaları taşıyan çocuklarda başın gövdeye göre öne doğru eğik durumda olduğu saptanmıştır.”

SOLUNUM SİSTEMİNİ DE ETKİLİYOR

Okul çocuklarının taşıdığı ağır sırt çantaları sadece kas-omurga sorunlarına yol açmayıp solunum fonksiyonlarında azalmaya da neden olabiliyor. Dr. Hilal Yıldız öğrencilerin hem kas-omurga sisteminde, hem de solunum sisteminde sorun yaşamamaları için şu önerilerde bulundu:

-Uygun okul çantasının iki geniş omuz askısı ve bel kemeri olmalı,

-Çantanın arka kısmı, omuz askıları ve bel kemerinin yumuşak desteği bulunmalıdır.

-Bel kemeri mutlaka kullanılmalı ve her iki omuzdan asılarak orta hatta düzgün olarak taşınmalıdır.

-Çanta ağırlığı çocuğun ağırlığının %10-15’ini geçmemelidir.

-Çantanın fazla doldurulmaması gerekir.

-Sırt çantası uzun süreli kullanılmamalı ve uzun süreli kullanım gerekli ise tekerlekli olanlar tercih edilmelidir.

AYAKKABI YUMUŞAK VE ESNEK OLMALI

Kas-omurga sisteminin yanı sıra okul çocuklarının en çok dikkat etmesi gereken konuların başında ayak sağlığı gelmektedir. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Hilal Yıldız ayakkabı seçimine ilişkin tavsiyelerini ise şöyle sıraladı:

-Çocuğun normal gelişimi için rahat, yumuşak ve esnek bir ayakkabı tercih edilmelidir.

-Terlemeye karşı ayakkabının iç yüzeyi ter emici bir malzemeden yapılmış olmalı, aynı zamanda da ayağı soğuktan korumalıdır,

-Ayakkabı çocuğun ayağına uygun(ne büyük, ne küçük) olmalıdır,

-Topuk kısmı ve ayak başparmağı tarafında bir parmak kadar boşluk olmalıdır

-Ayakkabının ön kısmı geniş ve yuvarlak olmalı, arka kısmı güçlü ve nispeten hareketsiz olmalı, bağ ve yapışkanlı kısımlar topuğu ayakkabının arka kısmına sağlam şekilde tespit edebilmelidir,

-Ayakkabının ön tarafı esnek olmalıdır. Ayakkabının esnek olması önemlidir çünkü sert ayakkabı ayak hareketliliğini ve kas gücünün gelişimini sınırlar,

-Ayakkabının üst kısmı yumuşak ve özellikle sıcak havalarda havayı geçiren bir malzemeden yapılmış olmalıdır. Plastik ve diğer sentetik malzemelerden yapılan ayakkabılar yerine deri veya kanvas tercih edilmelidir

Okulu Pazarlık Dışında Tutun

Her ilişkide olduğu gibi, çocuklarla ilişkide de pazarlık söz konusudur. Ancak birkaç hassas konu var ki, pazarlığa dahil değildir. Bunlardan biri de okulla ilgili olandır. Okula gitmek tartışılacak ya da alternatif geliştirilecek bir durum değildir.


Çocukların okula gitmek istememelerinin çok farklı sebepleri olabilir. Bazıları öğretmenlerle ilişkilerinde, kurallara uymada sorun yaşarken bazıları da arkadaş ilişkilerinde ciddi derecede sıkıntı yaşayabilir. Bazı çocukların başarısızlık korkuları, bazılarının da başarıyı sürdürme kaygıları vardır.

Bazen de, özellikle daha küçük çocuklarda, kendisi okula gidince yeni doğan kardeşini evde bırakmayı istememesi, kendisi okuldayken evde çok kötü bir şey olabileceği ya da anne babasının onu okuldan almayı unutacakları gibi daha derin korku ve kaygılar görülebilir.

Çocuğun bilmesi gereken şudur: Okulla ilgili doğrudan ya da dolaylı her sorun için yardım edilebilir, sıkıntısının geçmesi için çalışılabilir; ancak okula gitmenin hiçbir şekilde pazarlığı yoktur ve okula gitmemek söz konusu değildir.

SORUMLULUKLARIN SINIRI

Her anne-baba, çocuğunun keyifle okula gitmesini ve sabah erken kalkmaktan ödevlerini yetiştirmeye kadar tüm sorumluluklarını yerine getirmesini bekler, ama bu her zaman bu kadar kolay değildir.

Sabah erken kalkmak için akşam erken yatmak gerekli olabilir, ancak çok erken saatte yatırmaya çalışmak için verilen mücadele, bir süre sonra çocukla ebeveyn arasındaki güç mücadelesine dönüşür ve uykunun yararlılığını aşan bir ilişki zararına neden olabilir. Yatma saati sekiz denen çocukla çatışma yaşanması kaçınılmaz, ama on buçuk denen çocukların itiraz edecekleri bir durum olmadığı gibi, çoğu zaman daha erken bile uyurlar.

ÇANTASINI SiZ HAZIRLAMAYIN

Okula giden çocuktan beklenen en önemli özelliklerden birisi, dersine, ödevine, düzenine sahip çıkmasıdır. Bunun için de, çocuğun iç motivasyonunu kazanabilmiş olması önemlidir. Yani, bir başkasının ne yapacağını söylemek zorunda kalmadan, kendi işini yapabilecek iç denetimi olması gerekir.

Bazı çocukların, kendi kendilerini motive edebilmeleri zordur. Özellikle de dikkati zayıf olan ve konsantrasyonda zorluk yaşayan çocuklarda, belli davranışlar alışkanlık haline gelene kadar biraz desteğe ihtiyaç vardır.

Örneğin, ertesi gün eksik gitmesin diye okul çantasını hazırlayan ebeveynler vardır. “Kendisine kalsa hiç yapmayacak. Öğretmenin kızmasını da umursamıyor” derler. Ancak, çocuğun yerine yapılan çantanın hiçbir faydası yoktur. Öğretmenini umursamadığını söylemesini referans almayarak, aralarındaki ilişkiyi onlara bırakabilmelidir ebeveyn. Ancak yatmadan önce “Çantanı hazırladın mı?” diye bir hatırlatmada bulunabilir sadece.

ÖDEV ÇOCUĞUNDUR

Okulun ilk gününden itibaren bilinmesi gereken en önemli noktalardan biri, ödevin çocuğa ait olduğudur. Her gün birlikte ders başında oturmak gerekmez. Zaman zaman sınav dönemlerinde ya da belli özel durumlarda anne- baba eşlik etse de, öğretmen rolündeki ebeveynleri tercih etmiyoruz. Ödevini tamamlamayan çocuk, okula gittiği eksikle kendisi baş etmelidir.

Bazen zor çocuklarda çaresiz kalan öğretmenlerin, anne-babalardan destek istediğini biliyoruz ancak bu destek, tüm sorumluluğu yüklenmek anlamına gelmemelidir. Çocuk istediği zaman diliminde ödev yapabilir. İster okuldan gelince, ister yemekten sonra. Bir şekilde okula kadar ödev tamamlanıyorsa, bu yeterlidir.

‘İSTEMESİNİ’ BEKLEMEYİN

Birçok zaman anne-babaların takıldıkları yer, çocukların okula gitmeyi ve ödev yapmayı istemelerini istemektir. “Çok akıllı çocuk benim oğlum, isterse yapar” diyen iyi niyetli ebeveyn bir şeyi ıskalar. Her çocuk yapabildiği oranda başarılı olmayı ‘ister’, herkes tarafından takdir edilmeyi ‘ister’; bunları ‘isteyerek’ yapmayan çocuğunsa aklını kullandığından bahsedilemez. Çocuklardan uzun ve sıkıcı ödevleri yapmayı, kendilerine çok zor gelen matematik sınavına hevesle gitmeyi istemelerini isteyemeyiz. Önemli olan, o sırada sıkıldığını söyleyen çocuğun duygusunu reddetmeden, yapılması gereken şeye yönlendirebilmektir.

İşte bu noktada çatışmalar, ödül ve cezalar, rüşvet ve pazarlıklar devreye girer. Durumu en kolay ve hasarsız şekilde idare edebilmek gerekir.

Okul Ve Başarı


Okulda Başarı

Başarma, bir işten elde edilen yararlı sonuç olarak tanımlanabilir. Yaşam boyu tüm insanların görmek ve yaşamak istedikleri bir olumlu kavramdır. Her konuda başarılı olmak amaçtır. Mutluluk verir. İş’te, aşkta ve okulda başarılı olmak amaçtır, hep. Özel hayatımızın vazgeçilmez hedefidir. Çünkü sonunda bazen maddi olması yanı sıra

duygusal yanı doyum sağlar.

Okulda Başarılı Olmak

Okul başarısı, bilindiği gibi notlarla değerlendirilir. Sınıf geçme yönetmeliğine göre 100 üzerinden 45 puan almanın yeterli olduğu görülür. Bu puanın altında alan öğrenci başarısızdır.

Veliler, çocuklarının ders ve başarı durumlarını öğrenmek üzere bir öğretmeni ile görüşmeye başladıklarında, yazılı ve sözlü notlarına bakılarak genellikle şu yanıtları alırlar.

• Aslında başarabilir, yeterince çalışmıyor, çalışırsa yapar. (bu değerlendirme 45 puana yaklaşmış veya biraz aşmış öğrenci, içindir)

• (daha az başarılı öğrenciler için ise) Hiç çalışmadığını düşünüyorum, ödevlerini yapmıyor. Sınıfa, kitap defter getirmiyor. Dersini dinlemiyor. Böyle devam eder ise sınıfını geçemez.

• Çok iyi, çok çalışıyor, ödevlerini düzenli yapıyor, ders sırasında katılımı da çok iyi.

Bütün bu yorumlar üzerine şu sonuca ulaşıyoruz. İlk iki şıkta, öğrenci az veya çok kendinden beklenenin altında bir performans göstermektedir. Yani, zihinsel gücünün, düzeyinin altında çaba harcayarak daha düşük notlar almıştır. Bu notlar sınıf geçmesini sağlasa bile tam başarı sağlanamamıştır.

Son yorumda ise, öğrenci zihinsel gücünü daha çok çaba göstererek kullanmış kendisinden beklenen başarıyı yakalamıştır.,

Veli, aldığı bu yorumlarla akşam evinde çocuğunu karışına alıp, anlatır.

- Bugün okuluna gittim. Öğretmenin bunları söyledi.

- Çalışıyorum, ama olmuyor..

Bu durumda şu soruların yanıtını bulmak gerekmektedir.

Olmayan nedir?

- Çalışma biçimi mi? yoksa, çalıştığı halde başaramamak mı? Belki de herikisi.

Okulda Başarısızlığın nedenleri

Başarısızlık okulun ilk yıllarında oluşmaya başlar, ergenlik çağına geldiğinde yerleşir. Okuldaki başarısızlığın sosyo-kültürel ve psikolojik nedenleri vardır.

Sosyo-kültürel etkenler okul başarısı için yeterli güdülemeyi sağlayamayan ya da başarıyı yakalamak için gerekli olanakları sınırlayan sebeplerdir:

- Düşük isteklendirme, güdüleme (motivasyon)

- Ailenin okul ve başarı ile ilgili tutumları

- Öğrencinin tutumu

- Okulun etkisi

- Akran grubunun etkileri

- Sınırlı parasal ve fiziksel olanakların yarattığı etkilerdir.

Öğrencilerin bilimsel niteliği olan potansiyellerini kullanamadıkları için okul başarısızlığına sebep olan psikolojik etkenler ise şunlardır:

- Okul çalışmalarını engelleyen gelişim ile ilgili özellikler,

- Bilişsel (anlama, kavrama, beceri kazanma, öğrenme, belleme) gelişim ve olgunlukta ki yetersizlik,

- Fiziksel olgunlukta yetersizlik,

- Psikopatolojik(ruhsal kaynaklı hastalık) sorunlar.

Başarısızlık nedenlerinin açılımı ve çocuk üzerindeki etkileri

Okul başarısı ile karakter niteliği ve gelişimi arasında doğrudan bir ilişki vardır. Karakter niteliği (benlik), bireyin akıl, anlayış ve bilinç ve fiziksel özelliklerinin tümüne ilişkin kendini değerlendirmesi; kendisi ile ilgili duygu ve düşünceleri geliştirerek başarılı olma alışkanlığı kazanmasıdır.

Benlik, yalnızca, çocuğun oluşturduğu kendi düşüncelerinden değil, çevresindeki önemsediği kişilerin düşünce ve davranışlarından da etkilenir.

Çocuk başarılı olma gereksinimi içindedir. Başarısız olduğu sürelerde bunun doğal olduğunu açıklamak, gerekir. Ancak başarılı olma yöntemleri ve önerileri uygulamak için, anne, baba veya öğretmenin işbirliği gereklidir.

Çocukların fiziksel ve içsel yapılarına göre benlik düzeyi yüksek veya düşük olmaktadır.

Yüksek benlik düzeyde olan çocuklar, başarılabilir hedefler koyar ve bunları gerçekleştirmek için çabalar.

Düşük benlik düzeyde ise çocuk gücünün çok altında başarılar hedeflemektedir.

Fiziksel engel, kronik bir hastalık, öğrenme güçlüğü veya dikkati vermedeki sorun, yoksulluk

parçalanmış aile veya aile içi sorunlar, aile içi ilgisizlik, çevresel ve sosyal baskılar, benlik düzeyinin gelişmesini engelleyen unsurlardır.

Yüksek benlik düzeyinde olup da başarılarını kendi çabası ve becerisi olarak yorumlayan çocuk kendi duygularına egemen olmasını bilir. Başarısızlığa uğradığında üstesinden gelmek için her türlü donanıma sahiptir. Bu içsel güdülenme(motivasyon) başarıya ulaşmada bir anahtar ve harekete geçiren itici güçtür.

Düşük benlik düzeyinde olan çocuklar başarısızlık kaygısı ile görevden, ödevden ve hatta oyun oynamaktan da kaçınırlar. Küçük bir düş kırıklığı karşısında dahi yaptığı işten vazgeçer. Eleştirilere açık değildir. Okul notları düşer veya tüm etkinliklere karşı ilgisini yitirir.

Derslerinden soğumuş öğrencilerin sorunu

Başarısız öğrenci, anlamakta zorlandığı için okuyamaz; okuyup konulara girmedikçe merak ve ilgi duymaz, merak ve ilgi olmayınca da okumaz. Bir kısır döngüye girmiştir, bunu kırmak gerekir. Bu konuda etkin bir yaklaşım, tutum uygulanmalıdır.

Başarmak zorunda olduğu öğrenme konusu ne olursa olsun, öğrenci, o konuyu kuşkusuz kendi bilgi ve anlayış durumuna uygun düzeyde bir kitaptan veya kaynaktan öğrenmeye başlamalıdır. Kısır döngüden çıkmak ve öğrenme yolunda ilerlemek için başlama noktası olarak seçilecek uygun düzey, öğrenci için ne çok kolay, ne de çok zor bir düzeydir.

Uğraşılan konu ne olursa olsun, okumak ve öğrenmek için seçilen içerik bilinmeyen, fakat bilinenlerle bağlantıya getirilerek bir çaba ile anlaşılabilecek düzeyde olmalıdır. Okunan bilgiler çok basit olur ise öğrenecek fazla bir şey olmaz belki de bıkkınlık duyulur. Çok zor olduğunda da hiç anlaşılmadığı için, ümitsizliğe düşülür.

Anlamanın ve ilgi duymanın şifresi bu noktadadır. Bilmemek, fakat bildikleri ile anlayabilecek konumda olmak, anlamak ile birlikte ilgi yoğunluğu başlar ve giderek artar. Görülüyor ki istek ve kararlı çaba ile ilgi de yapılan bu işin, içinden doğmalıdır. Anlamak, zevk duymasına vesile olur. İlgi uyandırır, güven duygusu aşılar. Bu güzel duygular onun istek ve azmini arttırır. Onu tadını aldığı için bu konuda uğraş vermeye yönlendirir. Bu noktayı yakalamış öğrenci, aşamalarla daha ileri, ama hep çaba ve azimle anlayabileceği kitaplara (kaynaklara) yönelmelidir.

Kendi anlama düzeyinden kaygı duyduğu için öğrenci, anlama ümidini yitirip, dersten soğur ve okumadan uzaklaşır. Kendisini karamsarlığa ve küskünlüğe düşürecek böylesi bir işe el atmak istemez. Bu nedenle bilgilerle yeniden bağlantıyı sağlayacağı, anlaşılır düzeyde bir içerikle buluşması ve bunu sürdürmesi gerekir. Her aşamada, o basamağa gelinceye dek kazanılmış bilgilerle bağlantı kurulacağı için bilinmeyenleri, önceki bilgilerle yorumlamak olanaklıdır. Düzenli olarak bu tutum ve anlayışla okuyan öğrenci, bundan böyle anladığını, ilgi duyduğunu ve dikkatini konu üzerine yoğunlaştırdığını görecektir.

Böylelikle kısır döngü kırılmış ve çözülmüştür.

İnsanlar farkına varmadan, kendi gerçek kapasitelerinin çok altında bir düşünme, anlama ve yorumlama gibi zihinsel faaliyetlerini kullanmaktadırlar. Bunu, arttırmak kapasitesini genişletmek, kişinin elindedir. Hiçbir güç, bireyin kendi kendisini harekete geçirme gücünden daha etkili değildir. Ancak, bu konuda öğrenciyi anne baba ve okul desteği ile sistemli uygulanacak bir yöntemle kendi potansiyel kapasitesini şu andakinden daha yüksek bir başarı düzeyine çıkarabilir.

Sonuç olarak şu gerçeği kabul etmek gerekir ki; öğrencilerin şu anda gösterdikleri performans ve başarının gerçek kapasitelerinin altında olduğudur.

Okul başarısını arttırmak için aile içi öneriler

• Çocuğu başarmaya özendiriniz. Böylesi bir yaklaşım okul başarısını da arttıracaktır.

• Özendirdiğiniz başarı oranı ne denli yüksekse okul başarısı da o orandadır.

• Birlikte seçmeyi düşündüğünüz meslekle ilgili özenişleri yüksek düzeylere çıkartın. Okul başarısının yükseldiğini göreceksiniz.

• Anne babanın okulla ilişkilerinin sıklığı arttıkça, çocuğun başarısı artacaktır.

• Aile içi tartışmalara katılma olanağı tanıyın. Sorunun çözümüne katkısı ile ona “ailenin bireyi” olma hakkını vermiş olmanın yanı sıra, doğru yorumda ve çözümü bulmadaki çabaları okul başarısının yükselmesine neden olacaktır.

• Aile içi tartışma konularının çeşitliliği ve onun katılımı ile başarı artacaktır.

• Anne baba çocukla ortak etkinliklere katılın. Bu etkinlikler yanı sıra oyun çeşitliliği de başarıyı arttıran unsurlardır.

• Çocuğu bağımsız olmaya heveslendirin, yöneltin.

• Çocuğun her sorduğu ve öğrenmeye çalıştığı konulara doğru yanıtlar vermelisiniz, geçiştirmek amaçlı yanıtlar vermeyin. Araştırıp doğru yanıtı erteleyerek de vermelisiniz.

• Çocuğunuzun aile içi ve dışı sorunları ile yakından, samimi olarak ilgilenin.
İşte size çocuğunuzun okul başarısında ki ip uçları

1/D Sınıfının Forum Sayfası

Sınıfımız ile ilgili görüş, istek, şikayet vs. her türlü konuyu buradan paylaşabilirsiniz. Forum sayfamıza gitmek için BURAYA tıklayın.

Forum sayfamızda görüşlerinizi yazarken öğrencimizin adını da yazmayı ihmal etmeyin. adreside sık kullanılanlara eklerseniz sizin için kolaylık olur.

Forum sayfamızı kullanabilmek için  " KAYIT " yazan yere tıklayarak, açılan sayfada bilgileri bilgileri doldurunuz. kayıt olma işlemini tamamladıktan sonra aldığını şifre ile giriş yapınız. ( kolay gelsin ) :)







Beslenme Listesi


Pazartesi: - Poğaça ya da börek (evde yapılmış olursa daha iyi olur)- 1 kutu süt- 1 meyve (mevsimine göre)- Plastik çatal

Salı : - 2 dilim ekmek- 2 dilim peynir - Doğranmış küçük bir domates - 5- 6 adet zeytin - 1 meyve(mevsimine göre)- Ayran- Plastik çatal

Çarşamba :- Haşlanmış patates (soyulup dilimlenecek)- 1 dilim ekmek- 1 meyve (mevsimine göre)- Ayran- Plastik çatal

Perşembe : -1 kutu süt- 2 dilim çikolatalı ekmek- 1 meyve (mevsimine göre)- Plastik çatal

Cuma : - peynirli tost- Doğranmış domates ve salatalık- 1 meyve(mevsimine göre)- Ayran- Plastik çatal

UYMAMIZ GEREKEN GENEL İLKELER


1. Sınıfta kokacak, leke bırakacak, bol yağlı yiyecekler, yumurta, sucuk, pastırma v.b gelmeyecek.
2. Listede belirtilen her şey değil, o günün listesindekilerden aileler için uygun olanlar gönderilecek.
3. Beslenme çantasında kağıt mendil, ıslak mendil gelmesi zorunludur.
4. Hazır poğaça,açma,simit çok zorunlu olmadıkça gönderilmemesi rica olunur.
5. Kola ve benzeri gazlı içecekler, cips almasına izin vermeyin.

Twitter


https://twitter.com/ziyagokdogan

talep olursa ödevler twitter üzerinden paylaşılabilir.

Başarmak İçin...

BAŞARI ÜZERİNE SÖYLENMİŞ SÖZLER




Nerede olursanız olun, elinizdekilerle yapabileceğinizi yapın. Theodore Roosevelt

İnsan sahip olduklarının toplamı değil, fakat henüz gerçekleştiremediklerinin toplamıdır. Jean Paul Sartre

İnsanın yaşam düzeyini bilinçli bir çabayla yükseltme konusundaki tartışma götürmez yeteneğinden daha cesaret verici bir gerçek bilmiyorum. Henry Davıd Thureau

Başarı bir yolculuktur, bir varış noktası değil. Ben Sweetland

Ahlak konusunda en önemli dersler kitaplardan değil, yaşanan deneyimlerden alınır. Mark Twain

Deneyim düşüncenin, düşünce ise eylemin çocuğudur. B. Dısraelı

İnsanlar öğrenme dürtüsüyle doğarlar. Öğrenmeye karşı merak ve bundan duyulan zevk insanın doğasında vardır. Bunlar bebeklikten başlayarak zamanla yok edilir. W.E.Demıng

Coşku, zekadan daha önemlidir. Albert Einstein

Düşünmek ve söylemek kolay, fakat yaşamak, hele başarı ile sonuçlandırmak çok zordur. Ziya Gökalp

Başarının sırlarından biri, geçici başarısızlıkların bizi yenmesine izin vermemektir. Mark Kay

Yapabildiğimiz her şeyi yapsaydık, buna kendimiz bile şaşardık. Thomas Edison

Başkaları için duyduğun kaygı, kendin için duyduğun kaygıların önüne geçtiği zaman olgunlaşmışsın demektir. John Mac Noughton

Zenginlik ve güzellikle birlikte bulunan ihtişam geçicidir ve kolay zedelenebilir. Erdemse muhteşem ve ölümsüz bir servettir. Sallust

Başkaları yararına iyi bir şey yapmak görev değil, zevktir. Çünkü sizin sağlık ve mutluluğunuzu artırır. Zoroaster

Bir şey biliyorum, o da hiçbir şey bilmediğimdir. Sokrates

Engeller beni durduramaz, her bir engel kararlılığımı daha da güçlendirir. Leonardo da Vinci

Üstelemek başarının temel unsurudur. Kapıyı yeterince uzun süre ve yüksek sesle çalarsanız, birilerini uyandıracağınızdan emin olabilirsiniz. Henry Wadsworth Longfellow

Bir kitap bir aynadır. Ona bir eşek bakacak olursa karşısında elbette bir evliya görmez. Goergo C.Lıchtenberg

Öykü sözcüğünün kökeni depo kelimesidir. Bu nedenle öykülerin birer depo oldukları söylenebilir. Şeyler öykünün içinde saklanırlar ve bu şeyler anlamdır. Mıchael Meade

Çömez yakınıyormuş: "Bize öyküler anlatıyorsun ama anlamlarını açmıyorsun." Usta yanıt vermiş: "Biri sana meyveyi çiğneyerek ikram etse hoşuna gider miydi?" Paul Brunton

Oğlum, bütün hayatımı kolların ve ayakların belirlemeyecek. Hayatına asıl yön verecek olan beynin ve kalbindir. Bir şeyi gerçekten istiyorsan, bütün engelleri yenip ona ulaşabilirsin. Shelton Skelton

Dünyanın acı ile dolu olduğu doğrudur ama bir çok insan da bunun üstesinden gelmektedir. Helen Keller

Büyük düşler kuranlar düşlerini gerçekleştirmez, aşarlar. Alfred Lord Whıtehead

Arzu varsa çözümde vardır. Anonim

Olumsuz düşünceleri zihinsel canavarlar halini almadan önce yok edin. Anonim

Sizi korkutan her deyim size güç, cesaret ve güven kazandırır. Kendinize "Ben bu dehşeti yaşadım. Bundan sonra gelecek şeylere hazırım" dersiniz. Eleanor Roosevelt

Kimi insanlar yaşamımıza girer ve çıkarlar. Kimileride bir süre yaşamamızda kalır ve kalbimizde ayak izlerini bırakırlar, o zaman bir daha asla aynı insan olamayız. Anonim

İnsanın ruhu felç olmaz. Soluk alabiliyorsanız, düş de kurabilirsiniz. Tavuk suyuna çorba

Yeterince sevginiz varsa dünyada ki en mutlu ve en güçlü insan olursunuz. Dr. Emmet Fox

Hata değil çare bulun. Henry Ford

Annem Help, "Herkesin kaderini kendisinin çizdiğine inanırım. Yaradanın sana verdiğiyle en iyisini yapmalısın" derdi. Forrest Gump Filminden

Düş kurmak değil, bir düşe sahip olmamak budalalıktır. Clıff Clavın, Cheers

Başkalarına yardımcı olmak için elinize her zaman büyük fırsatlar geçmez, ama küçük fırsatlar her gün çıkar. Sally Koch

Deneyim: En acımasız öğretmen odur. Fakat en iyi öğretmen de odur. C.S. Lewıs

Düşünceli olun, çünkü karşılaştığınız herkes inanın en az sizin kadar zorlu bir mücadele veriyor. Plato

"Sana bütün bunları kim öğretti, Doktor?" Yanıt anında geldi. "Acı çekmek." Albert Camus, Veba

İnsan yaşamanın amacı başkalarına hizmet etmek, şefkat göstermek ve yardımcı olmayı istemektir. Dr. Albert Schweıtzer

Kendinizi tanıyıp ifade etmek onu inkar etmekten çok daha kolaydır ve başarırsanız liderlikte ödüllendirilirsiniz. Warren Bennıs

Bir değişim, bze gelişme fırsatını sağlayacak olan bir sonraki değişime yol açar. Vıvıen Buchen

Başarıya ulaşıp sıcrama yapan bireyler, aynı zamanda değişimin ustaları olacaklardır. R. Kanter

Başkası düştü mü, "çürük tahtaya basmasaydı" deriz. Kendimiz düşünce, bastığımız tahtanın çürük çıkmasından şikayet ederiz. Cenap Şehabettin

Dünyada bir çok kabiliyetli kişiler, küçük bir cesaret sahibi olmadıkları için kaybolurlar. Sydney Smıth

Durmak ölüm, taklit uşaklıktır, çalışmak ve yetişmek ise hayat ve hürriyettir. L.Y. Rauke

Aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz. Cladue Bernard

Mevcut bilgi birikimimizle öyle sorunlar yaratırız ki aynı birikimimiz bu sorunları çözmemize yetmez. A. Einstein

Bilgi, tek başına ekonomik bir kaynak değildir. Bilgi alınıp satılamaz, sadece bilgiyle yaratılanlar alınıp satılabilir. P.Drucker

Hayatta rasladığım herkes, bir bakımdan bana üstüdür. Bu yüzden kendisinden bir şeyler öğrenebilirim Emerson

İlk çağlarda güçlü olan, endüstri çağında zengin olan kazanırdı. Bilgi çağında ise bilgili olan kazanacaktır. A. Toffler

Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşısındakilerinin anlayabileceği kadardır. Mevlana

İlim ilim demektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır. Yunus Emre

Tez elde edilen başarı, insanı kararsız ve maceraperest yapar. Bacon

Güçlükler başarının değerini artıran süslerdir. Moliere

Hayatta başarılı olanlar, kendilerine gereken bilgileri öğrenmekten bir an geri kalmazlar ve hadislerin sebeplerini her zaman araştırırlar. Rudyard Kıplıng

Ne başarırsanız başarın, size yardım eden mutlaka vardır. Athea Gıbson

En sıradan iş bile büyük başarılar getirme potansiyeline sahiptir. H.Jackson Brown

Başarılarını gizlemek en büyük başarıdır. La Rochefoucauld

Okunu hedeften öteye atan okçu, okunu hedefe ulaştıramayan okçudan daha başarılı değildir. Motnagine

Para asıl parayı çekerse, başarı da başarıyı çeker. Chamfort

Büyük işler başarmak isteyen kimse, ölüm yokmuş gibi davranmamalıdır. Vauvenaroues

Başarı istediğini elde etmek, mutluluksa elde ettiğini sevmektir. Brown

Büyük aşkların ve büyük başarıların büyük riskler içerdiğini unutma. Kim iyi yaşamış, bol bol gülmüş ve çok sevmişse, başarıyı yakalamış demektir. Bessıe Anderson Stanley

Ders alınmış başarısızlık başarı demektir. Malcom S. Forbes

Başarı insana belki çok şey öğretmez, fakat başarısızlık çok şey öğretir. Çin Atasözü

Mağlubiyete uğrayınca ümitsizliğe kapılma, her başarısızlıkta bir zafer arzusu yatar. Germaın Martın

Başarısızlıklar, kuvvetlilere daha da kuvvet verir. Saınt Exupery

İyi bir başlangıç, yarı yarıya başarı demektir. Andre Gıde

Her şeyin mühim noktası, başlangıçtır. Eflatun

Bütün büyük işler, küçük başlangıçlarla olur. Cıcero

Ya başlamamalı, ya da bitirmeli. Ovıdıus

Bir milletin büyüklüğü, nüfusunun çokluğu ile değil, akıllı ve fazilet sahibi adamlarının sayısı ile belli olur. Victor Hugo

Çalışanlar, kötülük düşünmeye vakit bulamazlar. Çalışmayanlar ise, kendilerini kötülükten kurtaramazlar. Hz. Ali

Basit bir adamın elinden geleni yapmaya çalışması, zeki bir adamın tembelliğinden iyidir. G. Gracıan

Bilginin efendisi olmak için çalışmanın uşağı olmak şarttır. Balzac

Hiçbir şeye cesaret etmeyen, hiçbir şey beklemesin. Schıller

Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak korkutan kurtarır. Konfüçyus

Başkalarının kusurlarını tartarken, parmağıyla terazinin kefelerini bastırmayan insan pek enderdir. Byron Langenfeld

Büyük adam büyük olduğunu; fakat büyüklüğünün küçüklük olduğunu bilir. Andre Mauroıs

"Bundan yirmi yıl sonra yapacağınız şeylerden dolayı, yaptıklarınızdan daha fazla pişman olacaksınız. Öyleyse demir alın ve güvenli limanlardan çıkın, rüzgarları arkanıza alın, araştırın hayal edin ve keşfedin." Mark Twaın

İyi bir kafaya sahip olmak yetmez; mesele onu iyi kullanmaktır. Rene Descartes

İnsan beyni sahibinin ihtiyaçlarından fazla gelişmiş bir araca benzer. A. R. Wallece

Hayal gücünden daha önemlidir. Albert Einstein

Yapacağın ilk şeyi kafanda net olarak görmelisin. Alex Moorison

Güzel cevap her zaman daha güzel soruyu sorana verilir. E. E. Cummings

En büyük zaman hırsızı kararsızlıktır. C. Floru

İyiliği, hastalığı, sefaleti, mutluğu, zenginliği, fakirliği yapan zihindir. Edmund Spencer

Vücutlarımız bahçemizdir… Niyetlerimiz de bahçıvanımızdır. William Shakesreare

Gerekeni yap ve güce sahip ol. Emerson

Gülümseyin: öyle samimi ve sıcak olun ki her sıktığınız ele, ruhunuzu da katın. Dale Carnegia

Akli resimler zihni kalıbımızın biçimlenmesine yardım eder. Robert Collier

"Vereceğimiz bilinçli komutlarla beyin merkezlerimizi geliştirebilecek, böylece şimdilerde düşleyemeyeceğimizi kullanabileceğiz". Dr. Frederic Tilney

"Harikulade şeyler ancak, içlerindeki bir şeyin koşulların üzerinde olduğuna inanma cesaretini gösterenler tarafından yapılmıştır." Barton

Yapabilirler çünkü yapabileceklerini düşünüyorlar. Virgil

İnsanlar arasında fark ufaktır. Ancak bu ufak fark büyük farklılığa yol açar. Ufak farklar tutumlardır. Büyük farklılık ise bu tutumun olumlu veya olumsuz olduğudur. C.Lement stone

"Ben hayatımın hiçbir anında karamsarlık nedir tanımadım." M. Kemal Atatürk

"Güzel bir düşünce de ibadet sayılır." Ahmet İbşihi

Büyük adamlar olmazsa hiçbir şey başarılmaz, insanlar da ancak karar verilirse büyük olabilirler. Gaulle

Kararlılık insan iradesinin uyandırma zilidir. Anthony Robbins

"Yapmak istediğin her şeyi düşünerek karar ver, verdiğin kararı da mutlaka gerçekleştir. Benjamin Franklin

"Kişinin geleceğe dönük umutları şimdiki gücünün kaynağıdır." Maxwel

"Bilinçlik potansiyeli, insan tarafından henüz keşfedilmemiş, en son ulaşılabilecek alan olarak kalmıştır. Henüz keşfedilmemiş bir ülke gibidir."

Limiti koyan zihindir. Zihin bir şeyi yapabileceğini kestirebildiği kadar başarılı olur. Yüzde 100 inandığın sürece her şeyi yapabilirsiniz. Arnold Schwarzenegger

"İnsan yalnız tek bir istemeli ve durmadan hep onu istemeli, o zaman onu elde edeceğimizden emin olabiliriz." Andre Gide

"Eğer hepimiz, yapabileceğimiz her şeyi yapsaydık, şaşkınlıktan kendi aklımızı başımızdan alırdık. Thomas Edison

"Konsantrasyon, bezginlik duymadan fiziksel ve zihinsel enerjiyi tek bir noktaya sürekli uygulama yeteneğidir." Thomas Edison

"Yetenekler ortaktır; herkes onlara sahiptir ama nadir olan yeteneklerimizin bizi götürdüğü yere gitme cesaretidir." Anonim

Allah´a dyan, sa´ye sarıl, hikmete ram ol… yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol. Mehmet Akif Ersoy

Eğer sizde deha varsa çalışkanlık bunu inkişaf ettirir. Eğer yoksa onun yerini doldurur. Reynolds

"Gerçek başarı başarısızlık korkusunu yenebilmektir." Sweeney

"Ne geçmiş vardır ne gelecek; sadece sonsuz bir şimdi vardır." A. Cowley

Büyük adamlar olmazsa hiçbir şey başarılmaz, insanlar da ancak karar verilirse büyük olabilirler. Schopen haver

"Benim kuşağımın yaptığı en büyük keşiflerden biri, insanın düşüncelerini değiştirerek yaşamını da değiştirebileceği gerçeğini bulmasıdır.

"Başarı,küçük hataların ve başarısızlıkların biraz ilerisinde duran şeydir." T. J. Watson

"Akıl kendi başına cenneti cehennem, cehennemide cennet yapabilir. " John Milton

"Bazı kimseler güllerin dikeni olduğundan yakınırlar. Ben dikenlerin gülü olduğuna şükrederim." Alphonse Kann

Kişinin geleceğe dönük umutları şimdiki gücünün kaynağıdır. Maxwel

Erişmek istedikleri bir hedefi olmayanlar, çalışmaktan zevk almazlar." Emile Raux

Bir gemi doğuya gider, biri batıya. Esen aynı rüzgarla: hangi yöne gidebileceğini belirleyen rüzgar değil, yelkendir. Ella Wheeler Wilcox

Aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz. Cladue Bernard

Ölçülebileni ölç, ölçülenmeyeni ölçülebilir yap. Doğanın kitabı matematiksel bir dille yapılmıştır. Galileo

Bazı yenilgilerin nedeni, insanların işi yarıda bıraktıklarında, başarıya ne kadar yakın olduklarını bilememeleridir. Thomas Edison

Pek çok konuda başarı, başarmanın ne kadar vakit alacağını bilmeye bağlıdır. Montesgieu

Gücünü aşan rolü üzerinde alırsan, bu rolü, iyi oynamadığın gibi yapabileceğin rolü de terk etmiş olursun. Epiktotes

Demir mıknatısa aşıktır. Hep ona doğru koşar, zaferde sabra aşıktır ve devamlı ona koşar. Sühreverdi

Beklemeyi bilen insan her şeyi elde edebilir. Benjamin Disraeli

Dünyada yeteneksiz insan yoktur. Sadece iyi eğitilmemiş ve iyi yönlendirilmemiş insanlar vardır. Angle Peartri

Kendi kendisiyle barış yaşamak istiyorsa; müzisyen müzik yapmalı, ressam resim yapmalı, şair şiir yazmalıdır. Abraham Mazlow

Tembel insan yoktur. Sadece kendisine esin kaynağı oluşturacak kadar güçlü amaçları olmayan insanlar vardır. Anthony Robbins

Hayatta yapabileceğiniz en büyük hata, sürekli bir hata daha yapacağımız korkusudur. Albert Hubbard

Önce biz alışkanlıklarımızı oluştururuz, sonrada alışkanlıklarımız bizi oluşturur. John Dryden

Alışkanlık hizmetkarların en iyisi, efendilerin en kötüsüdür. Nathanıel Emmons

Başarının sırrı işini tatile çevirmektir. Mark Twin

İyi yada kötü bir şey yoktur, fakat biz düşüncelerimizle iyi veya kötüyü yaratırız. William Shakespeare

Her eylemin atası düşüncedir. Ralph Waldo Emerson

Nerede olursanız olun, elinizdekilerle yapabileceklerinizi yapın. Theodore Roosevelt

Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir. Latin Atasözü

Kişisel başarı için televizyonunuzu öldürün. Steve Chandler

nerede olursanız olun, elinizdekilerle yapabileceklerinizi yapın. Alex Morrison

Cesaretimi kaybetmiyorum, çünkü vazgeçilen her yanlış girişimleri doğru atılmış yeni bir adımdır. Thomas Edison

En iyi dost, bendeki en iyi yönleri ortaya çıkaran insandır. Henry Ford

Yapabileceğinize de inansanız, haklı çıkarsınız. Henry Ford

İnsanın sağlığını koruyan iki faktör vardır. İşini sevmesi ve hayatı sevmesi. Sigmund Freud

Stresten kurtulmak için görevini en iyi şekilde yapın. Hans Selye

Yapmak istediğiniz şeyi düşünerek karar ver, verdiğin kararı da mutlaka gerçekleştir. Benjamin Fraklin

Batan güneş için ağlayın, yeniden doğduğunda ne yapacağınıza karar verin. Dale Carnegde

Başarıya ulaşamayanların yüzde doksanı yenilgiye uğramamıştır. Sadece pes etmişlerdir. Paul J. Meyer

İnsan bir şeyi, çok ciddi olarak arzu etmeye görsün, hiçbir şeyi erişilmeyecek kadar yüksekte değildir. Hans C. Andersen

Düşünceler gayeyi doğurur. Gayeler eyleme dönüşür, eylemler alışkanlıkları oluşturur. Alışkanlıklarda karakter belirleyerek kaderimizi tayin eder.

Zor bir iş, zamanında yapmamız gerekip de yapmadığımız kolay şeylerin birikmesiyle oluşur. Henry Ford

Plansız çalışan kimse, ülke ülke dolaşıp hazine arayan bir insana benzer. Descartes

Hepimiz zamanın kısalığında söz ederiz de; boş geçen zamanı nasıl geçireceğimizi bilmeyiz. Seneca

Yapılmış küçük işler, planlamış büyük işlerden daha iyidir. Nathanıel Emmons

Düşündüğümüz şey yavaş yavaş biliçaltında kalıplaşmış gerçek bir deyimle kendini gösterir. Ernes Holmes

Rüzgarın yönünü tayin edemeyiz ama geminin yönün değitirebiliriz. Enaca