Okul Ve Başarı
Okulda Başarı
Başarma, bir işten elde edilen yararlı sonuç olarak tanımlanabilir. Yaşam boyu tüm insanların görmek ve yaşamak istedikleri bir olumlu kavramdır. Her konuda başarılı olmak amaçtır. Mutluluk verir. İş’te, aşkta ve okulda başarılı olmak amaçtır, hep. Özel hayatımızın vazgeçilmez hedefidir. Çünkü sonunda bazen maddi olması yanı sıra
duygusal yanı doyum sağlar.
Okulda Başarılı Olmak
Okul başarısı, bilindiği gibi notlarla değerlendirilir. Sınıf geçme yönetmeliğine göre 100 üzerinden 45 puan almanın yeterli olduğu görülür. Bu puanın altında alan öğrenci başarısızdır.
Veliler, çocuklarının ders ve başarı durumlarını öğrenmek üzere bir öğretmeni ile görüşmeye başladıklarında, yazılı ve sözlü notlarına bakılarak genellikle şu yanıtları alırlar.
• Aslında başarabilir, yeterince çalışmıyor, çalışırsa yapar. (bu değerlendirme 45 puana yaklaşmış veya biraz aşmış öğrenci, içindir)
• (daha az başarılı öğrenciler için ise) Hiç çalışmadığını düşünüyorum, ödevlerini yapmıyor. Sınıfa, kitap defter getirmiyor. Dersini dinlemiyor. Böyle devam eder ise sınıfını geçemez.
• Çok iyi, çok çalışıyor, ödevlerini düzenli yapıyor, ders sırasında katılımı da çok iyi.
Bütün bu yorumlar üzerine şu sonuca ulaşıyoruz. İlk iki şıkta, öğrenci az veya çok kendinden beklenenin altında bir performans göstermektedir. Yani, zihinsel gücünün, düzeyinin altında çaba harcayarak daha düşük notlar almıştır. Bu notlar sınıf geçmesini sağlasa bile tam başarı sağlanamamıştır.
Son yorumda ise, öğrenci zihinsel gücünü daha çok çaba göstererek kullanmış kendisinden beklenen başarıyı yakalamıştır.,
Veli, aldığı bu yorumlarla akşam evinde çocuğunu karışına alıp, anlatır.
- Bugün okuluna gittim. Öğretmenin bunları söyledi.
- Çalışıyorum, ama olmuyor..
Bu durumda şu soruların yanıtını bulmak gerekmektedir.
Olmayan nedir?
- Çalışma biçimi mi? yoksa, çalıştığı halde başaramamak mı? Belki de herikisi.
Okulda Başarısızlığın nedenleri
Başarısızlık okulun ilk yıllarında oluşmaya başlar, ergenlik çağına geldiğinde yerleşir. Okuldaki başarısızlığın sosyo-kültürel ve psikolojik nedenleri vardır.
Sosyo-kültürel etkenler okul başarısı için yeterli güdülemeyi sağlayamayan ya da başarıyı yakalamak için gerekli olanakları sınırlayan sebeplerdir:
- Düşük isteklendirme, güdüleme (motivasyon)
- Ailenin okul ve başarı ile ilgili tutumları
- Öğrencinin tutumu
- Okulun etkisi
- Akran grubunun etkileri
- Sınırlı parasal ve fiziksel olanakların yarattığı etkilerdir.
Öğrencilerin bilimsel niteliği olan potansiyellerini kullanamadıkları için okul başarısızlığına sebep olan psikolojik etkenler ise şunlardır:
- Okul çalışmalarını engelleyen gelişim ile ilgili özellikler,
- Bilişsel (anlama, kavrama, beceri kazanma, öğrenme, belleme) gelişim ve olgunlukta ki yetersizlik,
- Fiziksel olgunlukta yetersizlik,
- Psikopatolojik(ruhsal kaynaklı hastalık) sorunlar.
Başarısızlık nedenlerinin açılımı ve çocuk üzerindeki etkileri
Okul başarısı ile karakter niteliği ve gelişimi arasında doğrudan bir ilişki vardır. Karakter niteliği (benlik), bireyin akıl, anlayış ve bilinç ve fiziksel özelliklerinin tümüne ilişkin kendini değerlendirmesi; kendisi ile ilgili duygu ve düşünceleri geliştirerek başarılı olma alışkanlığı kazanmasıdır.
Benlik, yalnızca, çocuğun oluşturduğu kendi düşüncelerinden değil, çevresindeki önemsediği kişilerin düşünce ve davranışlarından da etkilenir.
Çocuk başarılı olma gereksinimi içindedir. Başarısız olduğu sürelerde bunun doğal olduğunu açıklamak, gerekir. Ancak başarılı olma yöntemleri ve önerileri uygulamak için, anne, baba veya öğretmenin işbirliği gereklidir.
Çocukların fiziksel ve içsel yapılarına göre benlik düzeyi yüksek veya düşük olmaktadır.
Yüksek benlik düzeyde olan çocuklar, başarılabilir hedefler koyar ve bunları gerçekleştirmek için çabalar.
Düşük benlik düzeyde ise çocuk gücünün çok altında başarılar hedeflemektedir.
Fiziksel engel, kronik bir hastalık, öğrenme güçlüğü veya dikkati vermedeki sorun, yoksulluk
parçalanmış aile veya aile içi sorunlar, aile içi ilgisizlik, çevresel ve sosyal baskılar, benlik düzeyinin gelişmesini engelleyen unsurlardır.
Yüksek benlik düzeyinde olup da başarılarını kendi çabası ve becerisi olarak yorumlayan çocuk kendi duygularına egemen olmasını bilir. Başarısızlığa uğradığında üstesinden gelmek için her türlü donanıma sahiptir. Bu içsel güdülenme(motivasyon) başarıya ulaşmada bir anahtar ve harekete geçiren itici güçtür.
Düşük benlik düzeyinde olan çocuklar başarısızlık kaygısı ile görevden, ödevden ve hatta oyun oynamaktan da kaçınırlar. Küçük bir düş kırıklığı karşısında dahi yaptığı işten vazgeçer. Eleştirilere açık değildir. Okul notları düşer veya tüm etkinliklere karşı ilgisini yitirir.
Derslerinden soğumuş öğrencilerin sorunu
Başarısız öğrenci, anlamakta zorlandığı için okuyamaz; okuyup konulara girmedikçe merak ve ilgi duymaz, merak ve ilgi olmayınca da okumaz. Bir kısır döngüye girmiştir, bunu kırmak gerekir. Bu konuda etkin bir yaklaşım, tutum uygulanmalıdır.
Başarmak zorunda olduğu öğrenme konusu ne olursa olsun, öğrenci, o konuyu kuşkusuz kendi bilgi ve anlayış durumuna uygun düzeyde bir kitaptan veya kaynaktan öğrenmeye başlamalıdır. Kısır döngüden çıkmak ve öğrenme yolunda ilerlemek için başlama noktası olarak seçilecek uygun düzey, öğrenci için ne çok kolay, ne de çok zor bir düzeydir.
Uğraşılan konu ne olursa olsun, okumak ve öğrenmek için seçilen içerik bilinmeyen, fakat bilinenlerle bağlantıya getirilerek bir çaba ile anlaşılabilecek düzeyde olmalıdır. Okunan bilgiler çok basit olur ise öğrenecek fazla bir şey olmaz belki de bıkkınlık duyulur. Çok zor olduğunda da hiç anlaşılmadığı için, ümitsizliğe düşülür.
Anlamanın ve ilgi duymanın şifresi bu noktadadır. Bilmemek, fakat bildikleri ile anlayabilecek konumda olmak, anlamak ile birlikte ilgi yoğunluğu başlar ve giderek artar. Görülüyor ki istek ve kararlı çaba ile ilgi de yapılan bu işin, içinden doğmalıdır. Anlamak, zevk duymasına vesile olur. İlgi uyandırır, güven duygusu aşılar. Bu güzel duygular onun istek ve azmini arttırır. Onu tadını aldığı için bu konuda uğraş vermeye yönlendirir. Bu noktayı yakalamış öğrenci, aşamalarla daha ileri, ama hep çaba ve azimle anlayabileceği kitaplara (kaynaklara) yönelmelidir.
Kendi anlama düzeyinden kaygı duyduğu için öğrenci, anlama ümidini yitirip, dersten soğur ve okumadan uzaklaşır. Kendisini karamsarlığa ve küskünlüğe düşürecek böylesi bir işe el atmak istemez. Bu nedenle bilgilerle yeniden bağlantıyı sağlayacağı, anlaşılır düzeyde bir içerikle buluşması ve bunu sürdürmesi gerekir. Her aşamada, o basamağa gelinceye dek kazanılmış bilgilerle bağlantı kurulacağı için bilinmeyenleri, önceki bilgilerle yorumlamak olanaklıdır. Düzenli olarak bu tutum ve anlayışla okuyan öğrenci, bundan böyle anladığını, ilgi duyduğunu ve dikkatini konu üzerine yoğunlaştırdığını görecektir.
Böylelikle kısır döngü kırılmış ve çözülmüştür.
İnsanlar farkına varmadan, kendi gerçek kapasitelerinin çok altında bir düşünme, anlama ve yorumlama gibi zihinsel faaliyetlerini kullanmaktadırlar. Bunu, arttırmak kapasitesini genişletmek, kişinin elindedir. Hiçbir güç, bireyin kendi kendisini harekete geçirme gücünden daha etkili değildir. Ancak, bu konuda öğrenciyi anne baba ve okul desteği ile sistemli uygulanacak bir yöntemle kendi potansiyel kapasitesini şu andakinden daha yüksek bir başarı düzeyine çıkarabilir.
Sonuç olarak şu gerçeği kabul etmek gerekir ki; öğrencilerin şu anda gösterdikleri performans ve başarının gerçek kapasitelerinin altında olduğudur.
Okul başarısını arttırmak için aile içi öneriler
• Çocuğu başarmaya özendiriniz. Böylesi bir yaklaşım okul başarısını da arttıracaktır.
• Özendirdiğiniz başarı oranı ne denli yüksekse okul başarısı da o orandadır.
• Birlikte seçmeyi düşündüğünüz meslekle ilgili özenişleri yüksek düzeylere çıkartın. Okul başarısının yükseldiğini göreceksiniz.
• Anne babanın okulla ilişkilerinin sıklığı arttıkça, çocuğun başarısı artacaktır.
• Aile içi tartışmalara katılma olanağı tanıyın. Sorunun çözümüne katkısı ile ona “ailenin bireyi” olma hakkını vermiş olmanın yanı sıra, doğru yorumda ve çözümü bulmadaki çabaları okul başarısının yükselmesine neden olacaktır.
• Aile içi tartışma konularının çeşitliliği ve onun katılımı ile başarı artacaktır.
• Anne baba çocukla ortak etkinliklere katılın. Bu etkinlikler yanı sıra oyun çeşitliliği de başarıyı arttıran unsurlardır.
• Çocuğu bağımsız olmaya heveslendirin, yöneltin.
• Çocuğun her sorduğu ve öğrenmeye çalıştığı konulara doğru yanıtlar vermelisiniz, geçiştirmek amaçlı yanıtlar vermeyin. Araştırıp doğru yanıtı erteleyerek de vermelisiniz.
• Çocuğunuzun aile içi ve dışı sorunları ile yakından, samimi olarak ilgilenin.
İşte size çocuğunuzun okul başarısında ki ip uçları