ÇOCUKLARIMIZI NASIL KORKUTUYORUZ


Onları tehlikelere karşı uyarırken aşırıya kaçarak:
Duyarlı ve dikkatli çocukları uyarırken çok ısrarcı olmanın gereği yoktur. Böyle bir ısrar uyarıyı korkuya dönüştürebilir. Duyarlı olmayan, aldırış etmeyen çocukları da tehlikelere karşı uyarırken, onlarla birlikte işin pratiğini oyun biçiminde öğretmek yararlı olur. Örneğin: trafik kuralları, trafik ışıklarının bulunduğu yere gidilerek, burada yanlışlar gösterilerek, daha kolay öğretilir. YAZIYI OKUMAK İÇİN DEVAMINA TIKLAYIN....

Farkında olmadan kendi korkularımızı öğreterek:
Bu kasıtlı bir öğretme değildir. Sadece yetişkin kişi bazı somut ya da soyut şeylerden korkmaktadır. Bu da çocuğa örnek olur. Karanlık korkusu, hayvan korkuları, gök gürültüsü bunlardan bir kaçıdır.
Disiplin aracı olarak korkuyu kullanarak:
Bu davranış özellikle bizim toplumumuz için yaygın ve onaylanan bir yanlıştır. Küçük çocuklar görünmeyenlerle, bilinmeyenlerle, yalnız bırakılmalarla korkutulur. Karanlık, kapı arkasında bekleyen yabancı, sakallı, köpek, cehennem, hep çocuk içindir.
Ceza vermek için korkutarak:
Bu davranış verilen cezadan daha kötü ve daha sürekli etkiler bırakabilir. Çocukta güven yitimine yol açar. Çocukluğu “kapalı yere koyma”, “aç bırakma” gibi korkular arsında geçmiş çocukların ileriki yıllarda karşısına çıkacak engelleri aşma olmayacak, sorumsuz ve bağımsız karar veremeyen yetişkinler olacaklardır.
Anne babalar arasındaki sert tartışmalar, şiddet uygulamaları da, çocukta korku nedeni olabilir. Çocukları gerçek tehlikelere karşı uyarmak, bunlarla başa çıkma ve kurtulma yollarını öğretmek yetişkinin görevi olmalıdır.
KORKULARI OLAN ÇOCUĞA NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ?
Anne babanın korkan çocuğa söyledikleri ilk söz “bebek gibi niye korkuyorsun” olmaktadır. Çocuğu aşağılayan bu yaklaşımla sorunu çözmek mümkün değildir. Yapılması gereken çocuğa ne hissettiğini anladığınızı söyleyip yardımcı olacağınız mesajını vermektir. Korkusunu yenebilmesi için ona zaman tanımak ve adım adım sorunun üzerine gitmesine sağlamak sorundasınız. Attığı her adımda onu cesareti nedeniyle kutlamalı ve gelecek için ümit vermelisiniz. Örneğin, karanlıkta ve yalnız başına odasında uyumakta zorluk çeken bir çocuğun ışık açıkken ya da gece lambası yanarken odada yalnız yatabilmesi çok olumlu karşılanmalı. Çocuk güzel sözlerle ve hediyelerle ödüllendirilmelidir. Dolayısıyla, korkusu nedeniyle çocuğun cezalandırılması ve korkusuna yeni korkular eklemekten başka işe yaramaz.