Çoklu Zeka Nedir?


Zekânın tek bir boyutunun olamayacağı birçok bileşenden meydana geldiği birçok bilim adamı tarafından çok eski zamanlardan bu yana dile getirilmiştir. İnsanları yalnızca akademik zekâlarına göre zeki ve zeki değil şeklinde sınıflandırmanın ve insanın potansiyelinde var olan diğer bir çok yeteneğinin göz ardı edilmesinin kabul edilemeyeceğini savunan Howard Gardner 1983 yılında yayınladığı Zihnin Çerçeveleri (Frames of Mind) adlı kitabında insan zekası hakkında ileri sürülen geleneksel yapıdaki görüşün sınırlılığını ifade etmiş ve insanın en az yedi temel zekaalanları çeşitlemesinden oluşan geniş bir yetenekler yelpazesine sahip olduğunu öne sürmüştür.
Aynı zamanda insanların bu yedi alandan daha fazla zekâ alanlarının olabileceğini ileri sürmüştür. Daha sonra kendisi bu yedi zekâ alanına bir de “doğacı zeka” alanını eklemiştir. Çoklu zekânın insanların eğitimi ve potansiyellerini değerlendirebilmeleri açısından geleneksel anlayışa göre insanlık için umut verici olduğu görülmektedir. Gardner’in  ileri sürdüğü 8 zekâ alanları şunlardır:
1. Sözel – dil zekâsı,
2. Mantıksal – matematiksel zekâ,
3. Görsel – uzaysal zekâ,
4. Müziksel – ritmiksel zekâ,
5. Bedensel – kinestetik zekâ,
6. Sosyal zekâ,
7. İçsel zekâ,
8. Doğacı zekâ.
Gardner geleneksel zekâ anlayışının tersi olarak bireyin genetik katlımla getirdiği zekasının geliştirilebilir olduğunu, sayısal olarak hesaplanamayacağını, gerçek hayat koşullarından soyutlanamayacağını, her insanın çeşitli zeka alanlarının tümüne sahip olduğunu ifade etmiştir.