Başlıca görevi, birlikte kullanıldığısözcüğün kavramını daha öncekine katmak olan da, de bağlacı bağımsız bir sözcüktür, vurgulanamaz ve ayrı yazılır. Kendisinden önceki sözcüğün son ünlüsüne göre önlük-artlık uyumuna girer. Söyleyişte ünsüz uyumuna da girer, ancak sadece da, de biçiminde yazılır.
Örnek: Kızı da geldi, gelini de.
Durumu oğluna da bildirdi.
- Sen de mi Brütüs? (Shakespeare)
Durumu oğluna da bildirdi.
- Sen de mi Brütüs? (Shakespeare)
1. Da, de bağlacını kendisinden önceki sözcükten kesme işareti ile ayırmak yanlıştır:
Örnek: Sonunda keman da çaldım {Sonunda keman ‘da çaldım değil).
2. Da, de bağlacının bulunma durumu eki olan -da, -de, -ta, -te ile ilgisi yoktur. Bulunma durumu eki vurgulanabilir ve kendinden önceki sözcüğe bitişik yazılır:
Örnek: devede kulak, çantada keklik, İkide bir bana aynı şeyi yapıyorsun.
3. “de” bağlacı ve “de” eki birbirinden kolayca ayırt edilebilir. Aşağıda, dikkat edilmesi gereken noktalar da verilmiştir.
a. “dE” Bağlacı: 1. Her zaman kendinden önceki ve sonraki kelimelerden ayrı ve “de, da” şeklinde yazılır; bitiştirilmez, “te, ta” şeklinde yazılmaz.
- “ya” ile birlikte kullanıldığında da ayrı yazılır: “ya da”
Örnek: İsimlerden sonra da kullanılabilir, fiillerden sonra da.
2. Kelimenin son hecesine kalınlık-incelik bakımından uyar. Ama ünsüz uyumuna bağlı değildir, yani -te, -ta şekilleri yoktur.
Örnek: Gölgende ban da bana da yer ver.
Ateşten kızaran bir gül arar da
Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi.
Bu soruyu Ali de mi bildi?
Sorsan da söylemem.
Çalış da çalış…
Büyüyecek de bana bakacak.
Çalışıp da kazanacaksın.
Alacak ya da almayacak.
Ateşten kızaran bir gül arar da
Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi.
Bu soruyu Ali de mi bildi?
Sorsan da söylemem.
Çalış da çalış…
Büyüyecek de bana bakacak.
Çalışıp da kazanacaksın.
Alacak ya da almayacak.
b. “-dE” Hâl Eki: 1. İsim çekim eklerindendir. İsmin bulunma hâlini yapan hâl ekidir. Yer ve zaman bildirir. Sesli uyumlarına uyar.
- “dE” bağlacının yalnız “de“, “da” biçimleri varken; “-dE” hâl ekinin “-de“, “-da“, “-te“, “-ta” biçimleri vardır. Bunun sebebi ekin bitişik yazılıyor olmasıdır.
2. Yapım eki olarak da kullanılabilir:
Örnek: Eski İstanbul’da ne güzel günler yaşanmış.
Saat yedide mi gelecekmiş?
Her şey yerli yerinde.
Suyu bir yudumda içti.
Siz ayakta kaldınız.
Çamaşırları elde yıkıyormuş.
Yılda yirmi gün izni var.
Yüzde yetmiş başarı vardı.
Ayda yılda bir uğrar oldu.
Elde avuçta ne varsa bitti.
Parmak kalınlığında yaprakları var.
Peyami Safa’nın “Sözde Kızlar“ını okudun mu?
Saat yedide mi gelecekmiş?
Her şey yerli yerinde.
Suyu bir yudumda içti.
Siz ayakta kaldınız.
Çamaşırları elde yıkıyormuş.
Yılda yirmi gün izni var.
Yüzde yetmiş başarı vardı.
Ayda yılda bir uğrar oldu.
Elde avuçta ne varsa bitti.
Parmak kalınlığında yaprakları var.
Peyami Safa’nın “Sözde Kızlar“ını okudun mu?
Da, de bağlacı ayrı yazılır; ancak, kendisinden önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak büyük ünlü uyumuna uyar ve da, de biçimini alır:
Kızı da geldi gelini de. Orhan da biliyor. Oğluna da bildirdi. Sen de mi kardeşim? Güç de olsa. Konuşur da konuşur.
İmlâmız, lisanımız düzelince, lisanımız da kafamız düzelince düzelecek, çünkü o da ancak onlar kadar bozuktur, fazla değil!
(Yahya Kemal Beyatlı)
UYARI : Ayrı yazılan da, de hiçbir zaman ta, te şeklinde yazılmaz.
UYARI : Ya sözüyle birlikte kullanılan da mutlaka ayrı yazılır (ya da).
UYARI : Da, de bağlacını kendisinden önceki kelimeden kesme ile ayırmak yanlıştır. Bu bağlacı tamamen ayrı yazmak gerekir:
Ayşe de geldi (Ayşe'de geldi değil).
UYARI : Bulunma hâli eki olan -da, -de, -ta, -te'nin da, de bağlacı ile hiçbir ilgisi yoktur; bulunma hâli eki getirildiği kelimeye bitişik yazılır:
devede kulak, evde kalmak, yolda kalmak, ayakta durmak, çantada keklik. Yeme de yanında yat.
Yurtta sulh, cihanda sulh. (Mustafa Kemal Atatürk)
Dilde, fikirde, işte birlik. (İsmail Gaspıralı)