YAŞADIĞIMIZ YER KONU ÖZETİ 3

YAŞADIĞIMIZ YER
Yönler
Çevre, insan ve diğer canlıların içinde yaşadığı ortamdır.
Yaşadığımız çevreyi tanıyıp bilirsek işlerimizi daha kolay ve çabuk görürüz. Çevremize uyum sağlamamız kolaylaşır. Oyun, spor alanları, alışveriş, eğlence alanları yakın çevremizde bulunan yerlerden bazılarıdır.
Çevremizde bulunan yerleri ya da nesnelerin yerini tanımlamak için adres bilgilerinden yararlanılır. Bu yerlerin ya da nesnelerin kendimize göre konumunu da yönlerle ifade ederiz. DEVAMI AŞAĞIDA
Yön, bulunduğumuz noktaya göre bir yerin bulunduğu taraftır. Coğrafi yönler, Güneş'in doğuşuna ve batışına göre düzenlenmiştir. Ana yönler; doğu, batı, kuzey ve güneydir. Doğu, Güneş'in doğduğu, batı ise Güneş'in battığı yöndür.
Ara yönler; kuzeydoğu, kuzeybatı, güneydoğu ve güneybatıdır. Komşu ana yönler arasında 90°lik, ana yönler arasında da 45°lik bir açı aralığı bulunur.
Yönler, günlük hayatta özellikle coğrafya ve denizcilikte kullanılır.

Çeşitli yöntemlerle yönümüzü bulabiliriz.
Yön bulmanın en kolay ve en doğru şekli pusula kullanmaktır. Pusula, saate benzer, ortasında hareketli bir ibre bulunur. Bu ibrenin renkli ucu her zaman kuzeyi gösterir. Pusuladan yararlanırken onun yatay durumda olmasına ve yakınında pusulayı etkileyecek bir maddenin (demir gibi)
bulunmamasına dikkat edilmelidir. Pusula, çok eskiden beri kullanılmaktadır. Batıda pusulanın bulunması coğrafi keşiflere ve yeni kıtaların bulunmasına neden olmuştur.
Güneş'e Göre Yön Belirleme
Güneş doğudan doğar, batıdan batar. Sağ kolumuzu Güneş'in doğduğu yöne doğru açtığımızda sağ kolumuz doğu, sol kolumuz batı, önümüz kuzey, arkamız güney yönünü gösterir.
Bulutsuz gecede yönümüzü Kutup Yıldızı ile bulabiliriz. Kutup Yıldızı sürekli kuzeyi gösterir. Bu yıldıza yerini değiştirmediği için Demirkazık da denir.
Gece gökyüzüne baktığımızda Küçükayı takım yıldızının sağ tarafında Kutup Yıldızı'nı görürüz. Yüzümüzü Kutup Yıldızı'na dönersek önümüz kuzey, arkamız güney, sağımız doğu, solumuz batı yönlerini gösterir.
                                        Büyükayı
                                   Kutup Yıldızı                Küçükayı  

Güneşli bir günde açık alanda dikilen çubuğun gölgesinin boyları ölçülür. Gölgenin en kısa olduğu öğle vaktindeki yön kuzeyi gösterir. Buna çubuk yöntemiyle yön bulma denir.
Bunları Biliyor musunuz?
              Karınca yuvalarında toprak yığının en çok
olduğu taraf kuzeyi gösterir.
              Ağaçların yosun tutmuş yanları kuzeyi
gösterir.
              Ayı inlerinin girişi kuzey yönündedir.
Şekil ve Şemalar
Çevremizde çeşitli yapılar ve yerler vardır. Bu yapıları ve yerleri şekil çizerek anlatabiliriz. Ancak çizdiğimiz şekilde kullandığımız sembollerin anlaşılır olması gerekir. Bu nedenle kullandığımız
sembol ve şekillerin açıklandığı bir bölüm oluşturmalıyız.
Kroki
Kroki, bir yerin kuş bakışı görünüşünün kabataslak (göz kararı) küçültülerek kâğıt üzerine çizilmesidir. Kroki çizilirken yönlere dikkat edilir. Ölçek yoktur.
Günlük yaşamımızda bir arkadaş ya da dostumuza, evimizi tarif ederken kroki çizeriz. Krokide, herkes tarafından bilinen cadde, sokak, önemli yapılar belirtilir.
Hava Olayları
Hava olayları insanların yaşamını ilk çağlardan beri etkilemiştir. insanlar, atmosferdeki olayları merak etmiş, içinde bulundukları koşullara göre araştırmalar yapmışlardır. Bu amaçla çeşitli gözlem ve
inceleme yaparak hava olaylarını tahmin edebilme yollarını bulmaya çalışmışlardır. Hava olaylarının olumlu etkilerinden yararlanma, olumsuz etkilerinden de korunma yollarını araştırılmıştır. Hava
olayları balıkçılar, çiftçiler, pilotlar için de önemlidir.
Günümüzde meteorolojik hizmetler tamamen bilimsel yöntemlerle yapılmaktadır. Ülkemizde hava durumu tahminlerini Devlet Meteoroloji işleri Genel Müdürlüğü yapmakta, tahminleri, basın yolu ile halka duyurmaktadır.
              Ülkemizde 12 Kasım 1925 tarihinde Tarım Bakanlığı'na bağlı olarak Rasadat-ı
Cevriye (Meteoroloji Enstitüsü) ismi ile Ankara Etlik'te ilk meteoroloji istasyonu faaliyete
geçmiştir.
              Devlet Meteoroloji işleri Genel Müdürlüğü 1937 yılında kurulmuştur.
Dünyada 24 saat sürekli çalışan on bin civarında kara istasyonu vardır.
Hava durumu, dar bir alanda 1 ile 5 günlük kısa zaman dilimlerinde görülen atmosfer olaylarıdır. Atmosferdeki hava olaylarının şekillenmesinde yaşanan mevsim etkilidir.
Kar, havada beyaz ve hafif billur biçiminde donarak yağan su buharıdır.
Rüzgâr, sıcak hava ile soğuk havanın yer değiştirmesi sonucu oluşan esintidir.

Dolu, yağmur damlalarının yeryüzüne düşerken soğuk hava tabakasıyla karşılaşması sonucu donmalarıyla oluşur.
Yağmur, bulutlarda yoğunlaşan su buharının yeryüzüne su damlacıkları hâlinde düşmesidir.
Yel, hafif şiddetli esen rüzgârdır.


İklim
Atmosferde oluşan sıcaklık, yağış, basınç, nem ve rüzgâr gibi hava olaylarının uzun yıllarda belirlenen ortalama özelliklerine iklim denir.

Havanın en az ısındığı mevsim kış, en fazla ısındığı mevsim yazdır. Bu durum Güneş ışınlarının Dünya'ya dik ve eğik gelmesi ile oluşur. Yaz mevsiminde gündüzler gecelerden, kış mevsiminde ise geceler gündüzlerden daha uzundur.
Yurdumuzda bölgelere göre farklı iklim tipleri görülmektedir.
Yurdumuzda İklim Çeşitleri
Karadeniz İklimi Karadeniz kıyıları boyunca görülür. Her mevsim yağışlıdır. Yazlar serin, kışlar ılık geçer, iklimin özelliği bölgenin batısından doğuya doğru
gidildikçe daha belirginleşir.
Karasal İklim Deniz etkisinden uzak olan iç kısımlarda görülen iklim tipidir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer. Yaz ve kış mevsimleri arasındaki sıcaklık farkı oldukça yüksektir.
Yurdumuzun Akdeniz ve Ege kıyılarında etkisini gösterir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık
ve yağışlıdır. Bu iklim tipinin hakim olduğu yerlerde don olayları az görülür.
Yaşadığımız yerde, çevremizde gördüğümüz dağ, tepe, akarsu, hayvanlar doğal çevremizi oluşturmaktadır.
insan etkisi olmadan kendiliğinden meydana gelmiş varlıklara, yeryüzü şekillerine doğal çevre denir (Dağ, ova, vadi, körfez, ada, göl vb.).
Yeryüzüne baktığımızda her yerin aynı yükseklikte olmadığını görürüz. Bu şekillerin hepsine birden yeryüzü şekilleri denir.
Yeryüzündeki bütün yükseklikler deniz seviyesine göre hesaplanır. Deniz seviyesi sıfır olarak kabul edilir.
Türkiye'nin ortalama yükseltisi fazladır. Yükselti, batıdan doğuya doğru gidildikçe artar. Dağlar kıyıya paralel olarak uzanır. Ege kıyılarında dağlar denize dik olarak uzanır.
iç ve Doğu Anadolu'da sönmüş volkanlar vardır.
Ülkemiz, yükseltisi fazla olmasına karşın geniş düzlüklere de sahiptir. Yeryüzü şekilleri çeşitlilik gösterir.
Dağ: Çevresine göre 500 m'den yüksek olan yeryüzü şekilleridir. Kimi dağlar, bulunduğu yerde tek başına yükselir. Bu dağlara tek dağ denir. Örneğin Erciyes Dağı, Murat Dağı. Bazı dağlar ise sıralar hâlinde uzanır. Bu dağlara da sıradağ denir. Örneğin; Toroslar, Doğu Karadeniz Dağları.
Ova: Çevresine göre alçakta kalmış, vadilerle derin yarılmamış düzlüklerdir.
Bu yerlerde akarsular derin vadiler açmadan yüzeyden akarlar. Dolayısıyla sular kabardığında bu yerler sular altında kalır. Yurdumuzda çoğunlukla kıyı ovaları olduğu gibi iç kısımlarda yüksekte kalan ovalar da vardır. Alçak kıyı ovalarımızda sel baskınları daha çok görülür.
Kıyı Ovaları: Akarsuların denize dökülürken oluşturduğu ovalardır. Örneğin; Çarşamba, Bafra, Çukurova.
Yüksek Ovalar: Yükseltileri 500-2000 m ve denizden uzaktaki ovalardır. Örneğin; Erzincan, Malatya, Muş ovaları.
Plato: Çevresine göre yüksekte kalmış, derin akarsu vadileriyle yarılmış düzlüklerdir. Yurdumuzun iç ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri geniş platolarla kaplıdır.
Akarsu: Yağmur, eriyen kar suları ve kaynaklardan oluşan suların hemen hemen hepsi yeryüzünde bir eğim boyunca akar. Bu sulara akarsu denir. Akarsuların bazıları denize, bazıları da göllere dökülür. Bir kısmı da buharlaşarak kaybolur veya bir bataklıkta son bulur.
Yurdumuzun akarsuları hızlı akışlıdır ve baraj yapmaya elverişlidir. Suları bazen çok, bazen az aktığı ve eğim fazla olduğu için akarsularımızda taşımacılık yapılmaz.
Boyları kısa, suları az olan akarsulara dere denir. Derelerin birleşmesiyle çaylar, çayların birleşmesi ile ırmaklar (nehirler) oluşur.

Yurdumuzdaki akarsular şunlardır:
              Karadeniz'e dökülen akarsular: Kızılırmak,
Yeşilırmak, Çoruh, Sakarya, Filyos, Bartın çayı.
              Akdeniz'e dökülen akarsular: Aksu, Göksu, Seyhan,
Ceyhan, Dalaman, Asi, Manavgat çayı.
              Marmara Denizi'ne dökülen akarsular: Susurluk,
Gönen çayı.
              Basra Körfezi'ne dökülen akarsular: Dicle, Fırat.
              Hazar Denizi'ne dökülen akarsular: Kura ve Aras.
              Kaynağı ülkemizde olup sınırlanınız dışında dökülen akarsular: Fırat Dicle, Kura, Aras, Çoruh.
Göl: Yeryüzündeki çukurlukların bazılarında sular birikir ve gölleri oluşturur. Göllerin bazılarının suyu tatlı, bazılarının tuzlu ve bazılarınınki de sodalı ya da acıdır. Örneğin; Beyşehir Gölü'nün suyu tatlı, Tuz Gölü'nün suyu tuzlu, Van Gölü'nün suyu sodalı, Burdur Gölü'nün suyu acıdır.
insanların doğayı değiştirerek ortaya koyduğu ürünlere beşerî unsur denir. Köprüler,
barajlar, tüneller, binalar beşerî unsurlardır.
Doğal Afetler
İnsan etkisi olmadan, ani ve kontrol edilemeyen olaylara doğal afet denir. Deprem, erozyon, sel baskını, heyelan (toprak kayması), çığ doğal afettir.
Deprem: Yer kabuğunun kırılma hareketleridir. Yurdumuz deprem bölgesindedir. Depremin oluşumunu engelleyemez, zamanını bilemeyiz. Ancak önlem alarak ve deprem sırasında yapmamız gerekenleri bilerek zararlarını azaltabiliriz.
Depremi hissettiğimiz anda sakin olmalı, paniğe kapılmamalıyız. Balkon, merdiven boşluğunda durmamalı, asansöre binmemeliyiz. Pencereden uzak durmalıyız. Buzdolabı, mutfak tezgâhı gibi güvenli yerlerde kollarımızla başımızı koruyarak çömelmeliyiz. Depremin bitmesini beklemeliyiz.


Deprem Sonrasında Yapılması Gerekenler
Sarsıntı bittiğinde binadan çıkılmalıdır. Deprem çantası ve kimlik belgesi alınmalıdır. Yanıcı maddelerle oynanmamalıdır.
Çığ: Dik yamaçlı dağlardaki büyük kar kütlelerinin aşağı doğru kayması sonucu oluşur. Çığdan korunmak için çığ tehlikesi olan yerlere yerleşim yapılmamalıdır. Dik yamaçların teraslanması ve ağaçlandırılması gereklidir. Bitki örtüsü korunmalıdır.
Erozyon: Toprağın su, rüzgâr gibi etkenlerle sürüklenerek taşınmasıdır. Arazinin engebeli olması, orman alanlarının azalması ve çok yağış olması erozyona neden olur. Erozyonu önlemek için ağaçlandırma ve teraslama yapılmalıdır. Yamaçlarda arazi eğime ters yönde sürülmelidir. Akarsular üzerine barajlar yapılmalıdır.
Heyelan (Toprak Kayması): Eğimi fazla olan, çok yağış alan yamaçlardaki taş, toprak ve kayaların kaymasıdır. Korunmak için yamaçlar basamaklandırılarak ağaçlandırılmalı, yol kenarlarına duvar örülmelidir. Heyelan tehlikesi olan yerlere yerleşim yapılmamalıdır.
Sel Baskını: Şiddetli yağmur, eriyen kar suları nedeniyle akarsuyun taşımasıyla oluşur. Korunmak için ağaçlandırmaya önem verilmeli, akarsulara barajlar yapılmalıdır.