Kardeşlik bağı, bir sevgi kaynağı gibi düşünülürse de kardeşler arasında önemli problemler söz konusu olabilir. İnsanın doğasında var olan kıskanma duygusu çocuklukta, genellikle ilk defa kardeş doğumuyla su yüzüne çıkar. Bir kardeşim olsun, kardeş istiyorum diyerek anne babasını bıktıran bir çocuk dahi kardeş doğumundan sonra kıskançlık belirtileri gösterebilir. Anne babaların en çok şikayet ettikleri konulardan biri kardeşler arsındaki kıskançlık ve bunun oluşturduğu sorunlardır. YAZININ DEVAMI İÇİN devamı NA TIKLAYIN.
Yeni bir kardeşin dünyaya gelmesi her şeyden önce eve yeni bir birey gelmesi demektir. Bu yeni birey evdeki dengeleri değiştirecek ve daha önemlisi çocuğunuz tarafından rakip olarak algılanacaktır. Devamlı bakıma muhtaç, annenin tüm zamanını alan, bütün aile bireylerinin ilgisini çeken küçük yavrunun rakip olarak algılanması doğal karşılanmalıdır. Bu rakip bir anlamda anne ve babayı çocuktan uzaklaştıran, istenmeyen bir nesnedir. Sadece ev içindeki bireylerin değil misafirlerin bile odak noktası o olmuştur. Ona hediyeler gelmekte, devamlı ondan söz edilmektedir.
Kardeş ilişkisinde iki faktör rol oynar.
a.Anne ve babanın tutumu
b.Çocuğun sosyal yeri ve özellikleri(sıra, yaş, cinsiyet gibi)
Teorik açıdan eğer anne baba sevgisi eşit dağılıyorsa, kardeşler arasında rekabet olmaması gerekir. Fakat rekabet, ne eşit dağıtım, ne de elde edilenlere eşit olması ile ilişkilidir.
Çoğunlukla çocuk, böyle bir dağıtımda eksik bırakıldı duygusuna kapılır. Aslında annelerin rekabet duygusunu engelleyememesi eşit dağıtım yapıp yapmadıklarına ilişkin kaygıya dayanır. Aksine rahat, kaygısız davranan anneler kardeşler arası gerilimi daha kolay azaltırlar. Kardeş kıskançlıkları, annenin ihmalkarlığı ya da çok dikkatli olması durumunda daha önemli hale gelir. Kardeşler arası ilişkinin yapısı, sıra ve cinsiyetle sıkı sıkıya ilişkilidir. Sıra, çocuğun anne ve baba ve kardeşlerin karşısındaki tavrını belirler.
İlk çocuk önce tek çocuktur. Anne babasının sevgisi tümüyle kendisine aittir. Daha sonra bu sevgiyi paylaşma ve ebeveyninin karşısında statü kazanmak için mücadele durumunda kalır. Ana baba genellikle ilk çocuğa diğerlerinin doğumundan sonra farklı davranırlar. İlk çocuk her zaman daha farklı kabul edilir. Birçok anne, ilk çocuğuna daha fazla özen göstermiştir. Bununla birlikte genç ebeveynde deneyim eksikliği vardır. Bu da aşırı hoşgörü ve kızgınlık arasında gidip gelen davranış değişikliklerine sebep olur. Tek çocuk birden büyük çocuk olur ve bazı sorumluluklar üstlenmek zorunda kalır. Daha önceden bu ortama alıştırılmamışsa, kardeşini anne babasının sevgisini paylaşmak zorunda olduğu bir varlık olarak görür. Bir de ailenin ilgisi kesilmişse, kendini terk edilmiş hisseder. Burada anneye düşen ilk görev, yeni doğanla fazla ilgilenip, büyüğü unutmamak, okul yaşamı ya da oyunları ile ilgilenmektir. Büyük çocuğun, kardeşini rakip görmesi geçicidir şeklinde düşünmek yanlıştır. Ona aile içindeki yeri anlatılmalıdır. Büyük çocukla kardeşleri arasında sosyal ilişki zemini hazırlanmalıdır. Kardeşler arası kıyaslamaktan kaçınmak gerekir, küçüklerin ona tutumuna dikkat etmek gerekir ve büyük çocuktan yaşının üzerinde davranış beklenmemelidir.
Kardeş kıskançlığı önemli bir problem halini alabilir.
Kardeşler arsında doğal gelişen bu durum anne babaların hatalı tutumları ile bir sorun halini alabilir. Genellikle ilk hata çocuğun bir kardeş geleceğine hazırlanmaması ile başlamaktadır. Hiçbir şeyden haberi olmayan çocuk bir gün bir bebek ile karşılaşmakta ve kendisine kardeşi olduğu söylenmektedir. Oysa çocuğa daha gebelik anında kardeşinin olacağı bilgisi verilmeli ve çocuk bu duruma hazırlanmalıdır.
Yeni bebeğin dünyaya gelmesinin telaşı ve sevincini fazlasıyla yaşayan aile bireyleri bir an başka çocukları olduklarını unutabilirler ancak çocuk ne olu bittiğini dikkatlice izlemektedir. Çocuğun var olduğunu ispatlama çabası ile yaptığı birkaç farklı davranış biçimi anne baba tarafından tepki ile karşılanır. Ailenin bu tutumu çocuğun beni artık sevmiyorlar düşüncesini destekler. Bazı anne babalar çocuklarına devamlı “Biz seni ondan daha fazla seviyoruz” gibi sözler söylerler. Ancak çocuğun istediği daha fazla sevilmek değil sadece sevilmektir.
Eğer yeni gelen kardeşe anne babanın sevgisi ve ilgisi daha fazla ise bu sözlerin çocuk için bir kıymeti yoktur.
Kıskançlık nedeniyle çocukta görülebilecek bebekçe konuşma, tırnak yeme, alt ıslatma, parmak emme, biberonla beslenmeye dönme vb. gerileme belirtileri, onun ruh sağlığını büyük ölçüde etkiler. Kardeş kıskançlığından doğan düşmanlık bazen kardeşe değil anneye yönelir. Bunun sonucunda çocuk söz dinlemez, yatağını ıslatır, yemek yemez. Tüm bu davranışları ile çocuk dikkat çekmeye çalışır.
Kıskançlığın Körüklenmesi
Kardeşler arası var olan doğal rekabet ve kıskançlığı çoğu zaman anne ve baba yanlış davranışları ile körükler. Çocuklar birbirleri ile olan mücadelelerinde kendilerini haklı çıkarma çabası içindedirler. Bunun için hemen anne babadan kendilerini desteklemelerini isterler. Anne babayı kendilerine hakem ya da hakim tayin ederler. Anne babanın kardeşler arası tartışmada hakem rolü alması çocukların anne babasının diğer tarafı kayırdığını düşünmesini sağlar ve sonuçta mücadeleyi ve rekabeti arttırmaktan başka işe yaramaz.
Rekabeti ve yarışı alevlendirecek olan kardeşlerin birbirleri ile sık sık kıyaslanması ya da birinin diğerinin önüne çıkarılması gibi tutumlardan uzak durulmalıdır. Çocukların yalnız iken daha rahat ve sakin olmalarına karşın anne babalarının yanında didişmeleri ve kavga etmeleri rekabetin nedeni ve çocukların olaya müdahale beklentisini açıklamak için yeterlidir. DEVAMINA TIKLAYIN
Kardeşler arası rekabeti artıran diğer bir tutumda teşvik amaçlı olsa dahi çocuklarınızı birbiriyle veya diğer çocuklar ile karşılaştırmaktır. Çocuklar arasında ayırım yapılmamasına özen göstererek her birine ayrı birer birey olduğu bilinciyle davranmalıyız. Bireysel farklılıkları göz ardı eden benim çocuklarım yaklaşımı kardeşler arası rekabeti körükleyecek ve onların aile içindeki yerleri konusundaki endişelerini artıracaktır.
Kardeş kıskançlığında tehlike oluşturabilecek durumları şöyle özetleyebiliriz:
1.Kardeş kıskançlığını arttıran çocuklar arasındaki kıyaslama ve ayrımcılık
2.Ana babanın anlaşmazlığı, çocukların taraf tutmaya zorlanması
3.Ebeveynin kardeşler arasındaki kıskançlığa karşı ilgisiz tutumu
Kıskançlık aslında bir çocuğun, anne babasının tek sevgili varlığı olmayı istemesinden doğar. Çocukların beklediği eşit sevgiden çok bağımsız ilgi ve özel olarak sevilme özlemidir. Anne veya babanın çocuğuyla baş başa geçireceği birkaç saat, ebeveyn-çocuk bağını pekiştirir ve kıskançlıktan doğan huzursuzlukları azaltır. Anne babalar kardeşler arası rekabetin normal ve hoş karşılanacak sınırlarda olup olmadığını gözlemeli, bu sınırlar aşılmadıkça müdahale edilmemelidir. Sınırların aşıldığı düşünüldüğünde krize müdahale edilmeli, eğer çözüm bulunamıyorsa yetkili birine çözüm için başvurulmalıdır.