İki haftalık tatil sone ermek üzere. 1. sınıf öğretmenlerin en korktuğu şeylerden biri ara tatilden sonra gelen öğrencilerin öğrendiklerini unutmasıdır, umarım korkularımızla sert bir şekilde yüzleşmek zorunda kalmayız :). umarım velilerimiz verilen ödevlerin dışında kitap okumalarını sağlayabilmiş, bunun için beraber kitap okuyarak özendirmişlerdir. 7 yaşında ki öğrencilerimiz ne ekerlerse onu biçecekler, edindikleri alışkanlıklar ömürlerinin sonuna kadar taşıyacakları izler olacak.
(alıntıdır)http://edebiyatgalerisi.net/kitap-ozetleri-ve-elestirileri/kitaplardan-korkan-cocuk.html#more-25601
Okuma serüvenlerinin kazandırıldığı çocukluk dönemi –maalesef- kitap okumayan, bilinçsiz ebeveynlerin tavırları nedeniyle verimli geçmesi gerekirken kitapların dünyasından kopuk ve verimsiz geçmektedir. Kitap okumayan anne ve babalara sahip olan çocuklarda genelde kitap sevgisi oluşamamaktadır. Ebeveynler, her ne kadar, çocukların kitap okumamalarından şikâyetçi olsalar da aynayı kendilerine çevirmediklerinden sadece bu tür yakınmalarla yetinmektedirler. Yine öğretmenlerin kitaplardan kopuk eğitim anlayışı nedeniyle de okullarda kitap sevgisi çocuklara kazandırılamamaktadır. Bazen de yanlış uygulamalar yüzünden çocuklarda kitaba karşı bir soğukluk meydana gelmektedir. Böylece kitabın sıkıcı, itici olduğu düşüncesi çocukta pekişmekte ve çocuğun dünyasında kitapların yerini, televizyon, internet ve oyunlar almaktadır. Bunların ayrımında olmayan çocuk, ebeveynlerin yanlış uygulama ve baskılarıyla da karşılaşınca, kitaba yönelik önyargıları kökleşmektedir.
Çocuklarda okumaya yönelik gelişimin önündeki bir engel de, çocuk kitaplarının azlığıdır. Özellikle yayınevlerinin ve yazarların popüler kültür anlayışının etkisinde kalarak, daha çok satan kitaplara yönelmeleri, çocuk kitapları konusunda büyük boşluklara neden olmuştur. Durum böyle olunca çocuklar; severek okuyacakları, serüvenlerinin peşinden koşuşturacakları kitaplardan mahrum hale gelmektedirler. Ayrıca çocuklarına kitap okutmak isteyen çaresiz ebeveynler de zor durumda kalmaktadırlar…
Türkiye’de bizim okuma tarihimizi anlatan bir kitap olmadığı gibi, çocuklara kitap sevgisinin nasıl kazandırılacağı yönünde bir çocuk hikâyemiz de yok. Bu noktada hep dışardan beslenmek zorunda kalıyoruz. Bu da kültürel değerlere yabancı nesillerin yetişmesine neden olmaktadır.
“Yüreğinin Götürdüğü Yere Git” kitabıyla tanıdığımız Susanna Tamaro karşımıza “Kitaplardan Korkan Çocuk” adlı çocuklara yönelik kitabıyla çıkıyor karşımıza. Kitap okumayı sevmeyen, kitapların rüyasına kâbus olarak inen bir çocuğa, ailesinin kitap sevgisini kazandırma serüvenini anlatmaktadır. Tamaro, neden kitap okumalıyız? Ve çocuklar neden kitap okumaz? Sorunlarını önümüze koyarak, ayrıntılara girmeden sade ve basit bir kurgu ve dille bu soruları cevaplamaya ve çözüm yolu göstermeye çalışmaktadır.
Çocuklar için atılan her adımı, lehimize çevirmek gerektiği anlayışıyla hareket ederek, duruma ilgisiz yazarlarımızın ve yayınevlerimizin böyle çalışmalara ağırlık vermesini diliyoruz. Umarız ki çocukların geleceği için maddi anlayışlar bir kenara bırakılır ve onların dünyasına hitap eden eserler verilir.
Çocuklarda okumaya yönelik gelişimin önündeki bir engel de, çocuk kitaplarının azlığıdır. Özellikle yayınevlerinin ve yazarların popüler kültür anlayışının etkisinde kalarak, daha çok satan kitaplara yönelmeleri, çocuk kitapları konusunda büyük boşluklara neden olmuştur. Durum böyle olunca çocuklar; severek okuyacakları, serüvenlerinin peşinden koşuşturacakları kitaplardan mahrum hale gelmektedirler. Ayrıca çocuklarına kitap okutmak isteyen çaresiz ebeveynler de zor durumda kalmaktadırlar…
Türkiye’de bizim okuma tarihimizi anlatan bir kitap olmadığı gibi, çocuklara kitap sevgisinin nasıl kazandırılacağı yönünde bir çocuk hikâyemiz de yok. Bu noktada hep dışardan beslenmek zorunda kalıyoruz. Bu da kültürel değerlere yabancı nesillerin yetişmesine neden olmaktadır.
“Yüreğinin Götürdüğü Yere Git” kitabıyla tanıdığımız Susanna Tamaro karşımıza “Kitaplardan Korkan Çocuk” adlı çocuklara yönelik kitabıyla çıkıyor karşımıza. Kitap okumayı sevmeyen, kitapların rüyasına kâbus olarak inen bir çocuğa, ailesinin kitap sevgisini kazandırma serüvenini anlatmaktadır. Tamaro, neden kitap okumalıyız? Ve çocuklar neden kitap okumaz? Sorunlarını önümüze koyarak, ayrıntılara girmeden sade ve basit bir kurgu ve dille bu soruları cevaplamaya ve çözüm yolu göstermeye çalışmaktadır.
Çocuklar için atılan her adımı, lehimize çevirmek gerektiği anlayışıyla hareket ederek, duruma ilgisiz yazarlarımızın ve yayınevlerimizin böyle çalışmalara ağırlık vermesini diliyoruz. Umarız ki çocukların geleceği için maddi anlayışlar bir kenara bırakılır ve onların dünyasına hitap eden eserler verilir.
Osman Tatlı