Yeşil ova boyunca tatlı bir rüzgar esiyor, gökyüzünde renkli uçurtmalar uçuyordu. Yamaçtaki çocuklar, çığlık çığlıktı. Uçan, uçurtmalar değil sanki çocuklardı.
O yılın Ramazan Bayramı’nı, uçurtma yarışı izlemişti. Akarçay yakınındaki yamaçta toplanan çocukların sevinci görülmeye değerdi. İlkbaharın o güzel ikindi sonrasında yamaçtaki çocukların sesleri, yeri göğü inletiyordu. Bağrışlar, esen rüzgârla tepelere çıkıyor, oradan ovalara iniyordu. Arılar, kelebekler, ağustos böcekleri, uğur böcekleri bayram türküleri söylüyordu. Uzaklardan kurbağa sesleri geliyordu. Uçurtma yarışı, yeşil ova için bir şenlikti.
Uçurtma yarışı sürerken bu kez yamacın en tepesindeki çocukların bağrışları duyuldu:
- - Leylekler geliyor!.. Leylekler…
Çocukların gözleri, gökte uçan beyaz kanatlı, uzun bacaklı, kırmızı gagalı leyleklere çevrildi. Çocuklar gibi tüm çevrenin gözleri de ova üstünde sürüyle uçan leyleklerdeydi. Evlerin üstündeki leylek yuvaları, sevinç çığlıkları atıyordu.
Güzel Ege’mizin bu şirin ilçesi, günlerdir leylekleri bekliyordu. Çocukların coşkulu bağrışları, büyüklerin içindeki özlemi artırmıştı. Hepsi, bu özlemle birbirine müjde veriyordu:
- Leylekler geliyor!..
İsmail Sivri
Leylekler Gelirken